Piyasalarda yeni döneme geçerken, ABD verilerini dikkatle takip edeceğimizi söylemiştik. Mayıs ayı konut satışları, beklentileri aşarak son 5 yılın zirvesine çıktı. Otomotiv ve uçak sanayisini kapsayan dayanıklı mal siparişleri de üst üste ikinci ay artış gösterdi. Reel ekonominin toparlandığına dair bu göstergeler, ABD Merkez Bankası'nın "tahvil alımlarını azaltma" kararını destekliyor. Dünyanın her yerinde geçerli, bütün dengeler üzerinde etkili olan rezerv para, dolar... Rezerv paranın memleketinde işler düzeliyor ve onun faizi yükseliyor diye küresel piyasalarda bir düzeltme yaşanıyorsa, buna kriz denmez. Olsa olsa, tıpkı düşerken olduğu gibi, çıkarken de oluşan yeni faiz ve kur seviyesine göre yeniden değerlemedir. Bu süreçte piyasaların reel dinamikleri ve gerçek veriler fiyatlamada daha etkili olacak, daha gerçekçi değerlemeler göreceğiz. Bu zamana kadar piyasalara "koltuk değneği" vazifesi görmüş kolay paranın geri çekilmesi, belki bu anlamda hayra bile yorulabilir. Borsa İstanbul'daki düşüşte de faiz ve kur etkisiyle, finans sektörü ve döviz açığı bulunan hisseler öncülüğünde fiyat/kazanç oranları 12.5'tan 9'a kadar geriledi. Önümüzdeki ay görmeye başlayacağımız ikinci çeyrek bilançoları, bugün geldiğimiz hisse fiyatları ve bilançoların ne derece örtüştüğünü bize göstereceğinden, daha bir önem kazanmış durumda...
Borsa İstanbul'da 70 binden başlayan tepki hareketinin devamı, 73.500-73.800 direnç bölgesinin aşılıp aşılmayacağına bağlı... Tahvil faizi, 8'in üzerinde tutunmaya çalışıyor. ABD 10 yıllık faizi 2.50'nin üzerinde iken, içeride faizin gerilemesi sınırlı kalıyor.
Altın da nasibini alıyor
ABD ekonomisindeki toparlanma FED'in çıkış stratejisini desteklediğinden; altın fiyatlarında 9 aydır yaşanan büyük düzeltme devam ediyor. Dün 1220'lere kadar gerileyen ons, hafta boyunca 1300 direncini aşamadı. Bu seviyenin altında kaldığımız sürece, 1150 dolara kadar geri çekilme ihtimali kuvvetlenebilir. Ancak bulunduğumuz seviyelerin, fiziki altın çıkarma maliyetine yakın olduğunu da hatırlatalım.