Sayın Külünk’ün cevapsız kalan soruları!

Sesli Dinle
A -
A +
16 Temmuz gününün ilk saatlerinde sayın Metin Külünk Bey üst üste tweetler attı. Bunlarda bilhassa DİB Başkan Yardımcısı Burhan İşliyen’e sualler yöneltiyordu.
 
Birinci tweetinde (16 Temmuz 00.28) geçen haftaki cuma vaazını işleyen Külünk şöyle diyordu:
 
“Sayın Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı (Burhan İşliyen) konuşmanızı baştan aşağı izledik, dinledik. Takvim 14 Temmuz 2023 olduğu hâlde ağzınızdan FETÖ’den ve 15 Temmuz hakkında tek bir kelime duymadık. Sebebi nedir?”
 
Bundan bir saat sonra (16 Temmuz, 01.34) ikinci tweetini atan Külünk, bu defa da şöyle sesleniyordu:
 
“14 Temmuz 2023’te verdiği cuma vaazında FETÖ ve 15 Temmuz’dan tek kelime bahsetmeyen DİB Başkan Yardımcısı Burhan İşliyen’e bağlı birimlerce hazırlanan ve 15 Temmuz yıl dönümü hutbesinde mesele neden sadece din istismarına indirgendi? Bununla ne amaçlanıyor ve kim kimden neyi saklıyor... Niçin açıkça İslami kimliğimizi, devletimizi ve bütün değerlerimizi doğrudan tehdit eden bu terör örgütü ve arkasındaki şeytani akıl deşifre edilmiyor?.. Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan tatminkâr cevap bekliyoruz.”
 
Önce Metin Bey’e günaydın demek lazım ve şunu sormak lazım: Diyanet’in konuşması için her yıl 15 Temmuz’ları beklemek mi lazım?!.
Diyanet konuşmadığı için FETÖ bu ülkede kırk yıl boyunca gençlerimizi ifsat etti.
 
Mehmet Görmez’in "FETÖ'yü Kazakistan’da emekli bir Diyanet İşleri Başkanı’ndan duydum" demesi kadar büyük bir gaflet olabilir miydi? Kim bilir, belki de kendisi o emekli Diyanet Başkanı ile dalga geçmişti!

15 Temmuz’u nasıl anlatacağız?

15 Temmuz belediyelerin kutlamalarından öte geçemiyor. Onlar da yakında Mosso konserlerine dönecek. Uçağa kafa attık, tanka tekme vurduk edebiyatı bir yere kadar cesareti vurgulasa da FETÖ’nün fikirlerini, projelerini ve ihanetlerini ortaya koymaz.
 
Oysa 15 Temmuz, ülkemizin büyük ve kanlı bir işgalden ve milletimizin bölünmekten kurtuluşudur. Genç beyinlerimizin yabancıların pençesinden azat oluşudur. Türk'ün bin yıldır mensubu bulunduğu dininin bozulması planının savuşturulmasıdır.
 
Bunu Kültür, Gençlik ve Spor, Millî Eğitim ve Aile Bakanlıklarımız ile Diyanet’in el ele gönül gönüle vererek hakkıyla ve layıkıyla okulların da açık olduğu bir haftada anlatması gerekmez mi?..
 
Bu ülkede yıllarca millete karşı yapılan darbeler bayram olarak kutlandı. Darbelere ve işgallere darbe olan milletin bu duruşu ve dış destekli büyük bir ihanet çetesinin kırk yıllık planlarının yerle yeksan edilmesi asıl milletçe anlaşılması lazım değil midir?
 
Çete deyince birkaç yüz kişilik bir grup anlamayalım. Dini kullanarak milletin kahir ekseriyetini tarafına çeken, okullarla nesilleri mankurt eden, neredeyse devletin bütün kademelerine sızan korkunç bir yapıdan bahsediyoruz.
Bakınız yedi sene geçti FETÖ’nün hakkıyla anlaşıldığına ve tedbirler alındığına daha neredeyse kimse inanmıyor. Evet büyük zorluklar var!
Sayın DİYK üyeleri “Dinlerarası Diyalog” safsatası hakkında neden konuşmuyorlar söylesinler. Şunu unutmayalım. FETÖ darbesi vuku bulduğunda Görmez’in başkanlığındaki Diyanet, alelacele “Dinlerarası Diyalog” masasının adını “Dinler ve Medeniyetler Arası Münasebetler” yaparak devam ettirmeyi başarmışlardı! Açıkçası belki fakültelerin ilgi alanına girecek böyle bir konunun Diyanet’te ne işi olur söyler misiniz? Müslümanların işlerini gördüler de diğer dinlere mi sıra geldi!

FETÖ ve dinimiz!

Bakınız 15 Temmuz’u anlatan hutbede şöyle yazılıydı:
 
“Bundan tam yedi yıl önce 15 Temmuz gecesinde milletimizin birliği ve devletimizin bekası FETÖ tarafından hedef alındı. Ancak o gece Rabbimizin yardımı yine bizimleydi...”
 
Şimdi Diyanet’e sormak istiyorum. Peki FETÖ tarafından dinimiz ne zaman hedef alındı. Söyler misiniz? FETÖ neden hâlâ siyasi bir hareketmiş gibi anlatılmak isteniyor. Buyurun FETÖ’nün bozuk fikirlerini ortaya koyalım. Sonra da bunların bir kısmı hâlâ devam ettirilmek istenmiyor mu, kimler bu fikirlere sahip çıkıyor görelim...
 
Hâlâ sabitlenmiş "Kutlu Doğum Haftası"nın hayalinde olanlar FETÖ’yü anlayabilir mi ve anlatabilir mi?
 
Peygamber efendimizi yok sayan FETÖ’nün onu anlatmakla ne işi olabilir? O, dinî her meseleye bid’at karıştırıyordu. Peygamber efendimiz zamanından beri hicri takvime göre tertiplenen Mevlid gecesini miladi takvime göre sabitlemişlerdi. Daha bunu anlamayan ilahiyatçılar neyi anlayacaklar! Mehmet Görmez, Rahmi Yaran ve niceleri hâlâ karın ağrısı çekiyorlar!..
 
Peki bu beyefendiler Kutlu Doğum Haftalarında, Peygamber efendimizi mi konuşuyorlardı? Siz hâlâ bu gafletin içinde misiniz?
Bakınız Kutlu Doğum Haftası programlarında neler vardı ve nereye doğru gidiyordu:
 
Kâbe ve Kur’ân-ı kerim şeklinde pastalar kesiliyordu...
 
Cami bahçelerinde konserler veriliyordu...
 
Kâbe maketinin etrafında tavaf ediliyordu...
 
Kadın semazenler boy göstermeğe başlamıştı...
 
Diyanet, kadınlarımıza dinlerini öğretecek kadrolu vaizeler yerine hanendeler alıyordu. Bu arada İstanbul’un ilk ve tek bayan müftü yardımcısı Kadriye Erdemli de fetva makamında yeni içtihatlar yapmaktan geri kalmıyordu. Müziğin İslâm’ın her alanında var olduğunu belirten Kadriye Erdemli, “Ezan zaten kendi başına müzikli bir tebliğdir” demekteydi!..
Mevlid kantat prömiyeri rezaleti işlendi...
 
Kadın-erkek karışık sazlı dümbelekli peygamber anılması başlamıştı...
Okullarda ise gençlere, Dr. Reşit Haylamaz’ın “Gönül Tahtımızın Eşsiz Sultanı Efendimiz" isimli siyer kitabı okutulmakta ve Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle bu kitaptan yarışmalar düzenletmekte idiler. Bu kitabın 252. sayfasında “Hazreti Peygamber’e iman etmenin, Müslüman olmanın zorunlu bir unsuru olmadığı” inancı işleniyordu!..
 
Evet her şey vardı. Peygamber efendimiz yoktu!
 
Neticede yıllar geçtikçe Kutlu Doğum Haftasında aynen Türkçe Olimpiyatları gibi şarkılı türkülü organizasyonlar ile bir karnaval havası estirilmeye başlanmıştı.
 
Hıristiyanların Noel şenliklerine benzer bir şekilde bu tip bir kutlamayı bizzat FETÖ elebaşının arzuladığını kaç kişi bilmektedir acaba?..  

Sümen altı etmeyin!

Bütün bunlara rağmen geçtiğimiz 14 Temmuz Cuma hutbesinde olduğu gibi hâlâ FETÖ demek yerine “Din İstismarcıları” deyip yuvarlayıp geçiyorlar. Bunlar kimdir hangi meselede istismar ediyorlar. Açıkça söyleyin kardeşim! Evet sayın İşliyen neyi gizlemek derdindesiniz?
 
Siz Ehl-i sünnete göre İslam’ı anlatmalısınız ve yanlışı göstermelisiniz.
Mesela "Kur’ân-ı kerimin yüzde kırkı atılmalıdır" diyen Prof. Dr. Mehmet Aydın din istismarı yapmıyor muydu?
 
Kurban için "Cenab-ı Hakkın böyle bir emri yok" diyenler için bir sözünüz var mı?
 
Hâşâ, "Kur’ân-ı kerim Allah kelamı değil" diyen İlahiyatçılar için ne dediniz?
"Kur’ân-ı kerimi sorgulamalıyız" diyen DİYK üyeleri için ne buyurursunuz?
FETÖ’nün iman esasları hakkında bu beyefendilerin bilgisi var mı acaba! Bunlarla konuşmak isterim. Diyanet TV’de FETÖ’yü bunlarla tartışmak isterim. Yürekleri yeter mi?
 
Üç sene önce Burhan İşliyen hakkında FETÖ'cüleri koruduğu ile ilgili o kadar vahim iddialar ortaya atıldı ki bunlar araştırıldı mı, sorgulandı mı? Diyanet bu konuda açıklama yapmak zorundadır.
 
Çünkü korumuş olduğu pek çok kişinin FETÖ’cülükten atıldığı hâlen "VeryansınTV"de yazılıdır. İnsanı dehşete düşüren açıklamalar vardır.
 
Evet din istismarcılığı diyerek şu en mühim meseleyi sümen altı yapmayınız!
Aksi hâlde nice nesillerimiz göz göre göre heba olmaktadır!

TEFEKKÜR

Müstağni-i irşâd olur erbâb-ı basiret
Sükkân-ı Harem neyler imiş kıble-nümâyı
                                                 Seyyid Vehbî
(Kalp gözü açıkların yol gösterilmeye ihtiyacı yoktur!
Kâbe çevresinde oturanlar, kıble göstericiyi neylesinler?)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Bahri ARSLAN 21 Temmuz 2023 19:49

Allahüteala razı olsun Hocam Asıl meseleyi yalnızca din istirmarı diye kendilerince basite indirgeyerek hedef saptırmak istiyorlar bu gençlere Diyanet teşkilatındaki bir takım reformist tarafından Ehli sünnet itikadı unutturulmaya çalışıyor,Rabbim bunlara fırsat vermesin Allahüteala Sizden razı olsun Sağlıklı hayırlı ömürler nasip etsin inşallah Tek kişilik ordu