Bayramlar, birlik ve berâberliğe ve dargınların, küskünlerin barışmalarına vesîle olduğu gibi, ölülerimizin bile sevinmelerine sebep olmaktadır.
Müslümânlar, bayram günlerine niçin önem verirler? Bir hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
(Bayram günü sabâh vakti olduğu zaman, Allahü teâlâ meleklere emreder. Onlar yeryüzüne inerler. Sokak başlarını tutarlar. İnsanlar ve cinnîlerden başka bütün mahlûkâtın duyacağı bir sesle nidâ ederler. Derler ki: “Ey ümmet-i Muhammed, kalkın! Allahü teâlâ, büyük ihsânlarda bulunuyor, çok günâhlar affediyor.” Mü'minler, bayram namazı kılmak üzere câmilere ve mescidlere toplandıkları zaman, Allahü teâlâ, meleklere hitap eder: “İşçi çalışınca, karşılığı nedir?” Melekler derler ki: “Ücretinin ödenmesidir.” Şânı yüce olan Allah buyurur ki:“Sizi şâhid tutuyorum. Ben, onlara sevâb olarak rızâmı ve mağfiretimi verdim.)
Sevgili Peygamberimiz yine buyurmuştur ki:
“Ramazân Bayramı günü, melekler yolların kenârlarında durarak bayram namazına gidenlere şu müjdeyi verirler: Ey mü'minler topluluğu, size mükâfâtlar, hayırlar ve bol bol ni'metler verecek olan kerem ve ihsân sâhibi Rabbinizden isteyiniz. Zîrâ O, size, geceleri ihyâ etmenizi emretti, siz yaptınız. O, size, gündüz oruç tutmanızı emretti, siz tuttunuz. O, size, Rabbinize itâat etmenizi emretti, siz de itâat ettiniz. Öyle ise, bahşişinizi, mükâfâtınızı alınız. Namazdan sonra, bir melek de şöyle nidâ eder: Biliniz ki, ey mü'minler, bugün şüphesiz mükâfât günüdür, günâhlardan kurtuluş günüdür ve ayıplardan temizlenme günüdür.”
Diğer bir hadîs-i şerîfte ise şöyle buyurulmuştur:
“Allah, Kadir gecesini, ümmetime hediye etmiş, ondan önce kimselere vermemiştir.” [Deylemî]
Bayramların cemiyet hayâtımızdaki yeri özeldir... Çocuklar, gençler, olgunlar ve yaşlılar, bayram namazı için grup grup câmilere doluşurlar, büyük bir huşû içerisinde namazlarını edâ ederler.
Bayram namazından sonra bütün Müslümanlar birbirlerinin bayramlarını tebrik ederler, daha sonra âile büyükleri, eş-dost, akrabâ ve komşuları ziyâret ederek, büyüklerin ellerini öpüp duâlarını alırlar. Bayramlar sevgi ve saygının artmasına vesîle olur.
Bayramlarımızdaki güzel âdetlerimizden biri de, yetîmler, fakîrler, garîpler ve çocukların sevindirilmeleri, yardıma muhtâç kimselere yardım ellerinin uzatılması, ictimâî yardımlaşma ve dayanışmanın tezâhür etmesidir.
Dînî bayramlar, milletimizin birlik ve berâberliğine ve dargınların, küskünlerin barışmalarına vesîle olduğu gibi, ölülerimizin bile sevinmelerine sebep olmaktadır. Çünkü kabirler ziyâret edilmekte, rûhlarına Fâtiha, İhlâs, diğer sûre ve duâlar gönderilmektedir.
Bütün dünyâda dîn ve diyânetlerini, ırz ve nâmûslarını, vatan ve memleketlerini, cân ve mâllarını müdâfaa ederken şehîd düşen, bayrama yetişemeyen Müslümânlar da unutulmamakta, onlar için de Kur’ân-ı kerîm okunup rûhlarına gönderilmektedir.
Prof. Dr. Ramazan Ayvallı'nın önceki yazıları...