Abant’tan yorgun argın gelenler sanki biz değildik

A -
A +

“Bitirimlerden” Tomurcuk Jale'yi iknaya çalışıyordu:

 

- Aman Jale... Çok ilginç kız olmuşsun! Evlilik seni değiştirmiş... Ömründe hiç gördün mü gideceğimiz yeri?

 

- Görmedim ama geçen sefer de “Ufo” seyretmeye götürdün hiçbir şey göremedim.

 

- Bu başka kız, herkesin gözü orada. Çin mekânı mı ne, kendini Pekin’de hissediyormuşsun! Konuşmalar bile Çince... Hadi uzatma, senin eve yaklaştık.

 

Meğer Tomurcuk hem yürüyor hem de benimle konuşuyormuş, emektar bitirimler de peşinde. Bizim o hızlı yaşamayı sevenler kendi aramızda birbirimize “BİTİRİMLER” diye hitap ederdik, o yanımız da öyle kuvvetli sayılırdı.

 

Demek ki önceki konuşmalar boşuna değilmiş. Şimdi daha iyi anladım ve “Bakalım dedikleri gibi mi?” deyip Tanju ile birlikte peşlerine takıldık. Neyse gittik… Aynı günün içinde on kişi, üç mekân ve çok hadise yaşadık. Bir gün önce Abant’tan yorgun argın gelenler sanki biz değildik. Arkadaşlarımızın hayatı buydu peki ya yeni evli bize ne demeliydi? Güya pişman olmuştuk, o rezillikleri bir daha yaşamak istemiyorduk. Hepsi meğer yalanmış, arkadaşları görene kadarmış. Onlar geldi prensipler unutuldu, yorgunluk, uykusuzluklar da buharlaştı sanki. “Ne zayıf karakterli bir mahlûkmuşum!” diyerek kendimi suçlarken Nefise Doktor’umun hediye ettiği kitaplardan rastgele birini açtım. Bakın ne yazıyordu: "Kalbe ruh, gönül de denir. Kalb, kelime olarak, bir hâlden bir hâle değişme, dönme gibi manalara gelir. Bir Müslüman da, çeşitli vesveselere, günahlara maruz kalabilir. İki hadis-i şerif meali şöyle: (Müminin kalbi, kaynayan tencereden çok değişikliğe maruz kalır) ve (Kalb serçe kuşu gibidir, her an bir tarafa yönelebilir.)"

 

Niçin yanardöner olduğumu bir nebze anlasam da irade sağlamlığının nasıl olacağını hâlâ bilemiyordum...

 

Kitabı kapatıyor, düşünüyorum kalplerimizin aynı kararda durmama gibi bir hususiyeti var. Bizim eve gelip pişman olmamız, arkadaşları görüp peşlerine takılmamız tam da bu tarife münasip aynen uyuyor. Peki bunu bilmemizin ne faydası var? Şu faydası var; kendimizi tanırsak zaaflarımızı, iyi ya da kötü taraflarımızı bilir, ona göre de tedbir alırız. Bu arkadaşlardan kurtulmadığımız müddetçe bize ebedî kurtuluş imkânı zor gibi görünüyor. Tercih bizim elimizde. Başka bir kitap ve başka bir sayfa daha açıyorum, buyurun derdime çare, hastalıklarıma ilaç…

 

Mesut ve bahtiyar olmak için aranan tek şey…

 

Samimiyet… Sahiden seveceksin…

 

Yalandan değil! Sahiden üzüleceksin.

 

Ahde vefayı bileceksin.

 

Ne olursa olsun vazgeçmeyeceksin.

 

Kıyıda söz verip denizde fırtına çıkınca;

 

Yarı yolda bırakıp ortadan kaybolanlardan,

 

Sadece kendini düşünüp kendisi için yaşayanlardan,

 

Birlikte gülüp söylemeyi, ağlamayı, yaşamayı beceremeyenlerden,

 

Olmayacaksın! Kalbiniz narin ise, kendinizi uzak tutun.

 

Uzak durun böylelerinden…

 

Yüzünüzün düştüğünü fark eden,

 

Sesinizdeki incinmişliği hissedebilen,

 

Her çeşit üzüntü ve kederinize ortak olacak,

 

GÖNLÜ GÜZEL İNSANLAR BİRİKTİRİN…

 

Her yere, her semte sağlam tohum ekin ve de ektirin! DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.