Elbet ecel gelince,
Defterler dürülecek.
Yaptığımız amelin,
Hesabı sorulacak!
Yana düşer elimiz,
Lal olacak dilimiz,
Tarifsizdir hâlimiz,
Perişan olunacak.
Ak bezdir kefenimiz,
Erir, çürür tenimiz,
Toprak olup hepimiz
Unutup gidilecek.
Gafleti atmak için,
Kabri nurlamak için,
Hakkı çok anmak için,
Hocadan geçilecek.
***
Annemin yelkenleri indirmesiyle sert hava epey sakinleşmiş, yerini huzur dolu melteme bırakmıştı. Benim ise aklım fikrim bu kadar karışıklık içinde de olsa kitaplarda. Doktorumun reçete mahiyetinde verdiği kitaplardan birini daha açıp okumak için can atıyordum. “Ah bir fırsatını bulabilsem!” dedim, elimden bırakmadığım çantadan rastgele çektim, hafif cama yan döndüm, yine rastgele bir sayfa açtım. Bir solukta okudum. Anneciğim arada sırada laf atsa da yüzüne kısa bir gülücük atarak okumama devam edip aşağıdaki kısa metni bitirdim.
***
Istakoz sert bir kabuk içinde yaşayan narin, yumuşak bir hayvancağızdır malumunuz. Beden büyüdükçe bu sert kabuk genişlemiyor. İnsanın aklına haklı olarak şöyle bir suâl gelebiliyor: “Madem genişlemiyor peki o zaman ıstakoz nasıl büyüyor?”
Istakoz büyüdükçe onunla beraber büyümeyen bu kabuk, yumuşak bedenini sıkıştırıyor. Ve ıstakoz kendini baskı altında ve gittikçe artan bir sıkıntıyla rahatsız hissetmeye başlıyor. Kendini avcı balıklardan muhafaza edebilmek için de bir kaya kovuğuna giriyor. Burada bu kabuğu çıkartıp atıyor. Yerine bedenine münasip yenisini imal ediyor. Zamanla, büyüdükçe gelişimine ayak uyduramayan eski kabuk onu yine rahatsız ediyor. O da tekrar kayanın altına girip kabuğunu çıkarıp atıyor, yenisini imal ediyor bir ömür boyunca da aynı şeyleri tekrar ediyor.
Istakozun büyümesine imkân sağlayan tetikleyici unsur onun değişimine ayak uyduramayan kabuğundan duyduğu aşırı rahatsızlıktır. Eğer ıstakoz bu durumundan rahatsızlık duymasaydı hiçbir zaman büyüyemeyecek. Çünkü hiçbir zaman kabuğunu çıkarıp atmayacaktı…
Yaşadığımız stresli zamanlarımız ayrıca büyümenin bir işaretidir. Asıl olan bunun farkına varmak, yerinde ve zamanında sıkıntıları atabilmeye muvaffak olmaktır. Bu yaşanılan zorlukları münasip/uygun ve doğru şekilde kullanılıp neyi gösterdiğine kendimizi odaklasaydık o zaman, o zorlukların bizlerin büyümesi için birer aracı olduğunu da anlayabilirdik.
Abraham Twerski şöyle diyor bunun için:
“Bir ıstakozun büyümesini tetikleyen faktör kendini rahatsız hissetmesi ve baskı altında olmasıdır. Eğer ıstakozlar doktora gitselerdi asla büyüyemezlerdi! Çünkü doktor ona bir sakinleştirici verir, o da kendini iyi hissetmeye başlayınca o küçük kabuğun içinde hayatına devam ederdi… veya edemez öyle ölürdü…”
DEVAMI YARIN