"Bu hayat bir masal ya da hikâye değil Sultan’ım!.."

"Ah Sultan’ım ah! İçimdekileri tam olarak bir anlatabilsem, kesin bana hak verirdiniz! Neylersin ki aciz kalıyor, izah edemiyorum hissiyatımı!"

 

 

 

Harun Reşid:

 

- Ben de onun için "Gel insanların içine gir!" diyorum! Sen ise “Danışayım” diyor, çerle çöple konuşuyorsun. Aramıza katılmamak için bahane üstüne bahane buluyor, bin dereden bin su getiriyorsun  Behlül!

 

- Ah Sultan’ım ah! İçimdekileri tam olarak bir anlatabilsem, kesin bana hak verirdiniz! Neylersin ki aciz kalıyor, izah edemiyorum hissiyatımı! Affınıza sığınırım!

 

- Biliyorum, bu fâni âlemde hiçbir şey mükemmel değil!

 

- Mükemmel değil de bu hayat bir masal ya da hikâye de değil Sultan’ım! Tabii ki hiç de kolay olmayacak hayat mücadelesi. Huzurlu hayat, mânileri kolay aşmak, dayanılmaz olsalar da zorluklarla yüzleşmek, iyilerle bir arada olmak için mücadele etmek, sağlam dal bulunca tam tutunmak ve asla bırakmamaktır. "Sevgi" iki heceli kısa bir kelimedir, söylenmesi kolay, tarifi zor ve onsuz yaşamak imkânsız gibidir.

 

- Muhabbet, başlı başına bir iştir ama en mühimi, her saatin, her dakikanın, her saniyenin buna değer olduğunu bilmektir  Behlül!

 

- Sözün özü; için acıyana kadar sevmek lazım Sultan’ım!

 

- Hem sevgi hem acı ikisi de birbirine zıt şeyler  Behlül!

 

- Hakiki muhabbet her zaman acı verir Sultan’ım! Muhatabını inim inim inletir, fena incitir. Muhabbet incitiyorsa o zaman hakiki olur. Hakiki sevgi bir o kadar da saftır.

 

- Kafamı karıştırma daha açık izah et!

 

- Efendim! Asil muhabbette herhangi bir şarta yer yoktur. Tam sevgi dolu şefkat, şefkat dolu merhamet, merhamet dolu hürmetkâr olmalı, öyle olanları da arayıp bulmalı. Her insanın da en az öyle olması için gayret gösterip çalışmalıdır Sultan'ım.

 

- O zaman hakiki mânâda insan olunur değil mi?

 

- Evet! Hakiki İNSAN!

 

- Kolay değil!

 

- Hakiki insan, seni en kötü hâlinle idare edemiyorsa, o zaman en iyi hâlinle olmayı da hak etmiyor demektir Sultanım.

 

- Muhabbet, hakiki insan olmaya götürüyor demek ki.

 

- Bence hakiki muhabbet, acıyla söylenen kelimelerin ötesini görmek demek Efendim!

 

- Yani birinin ruhunu görmek, kafasında olanları okumak mı demek istiyorsunuz? O da bize göre kolay değildir  Behlül!..

 

Büyük ve devamlı bir derdin adıydı Harun Reşid halifemizle olan muhabbetimiz. Yalnızca saray değil, ahali de onunla birlikte bulunmamızdan memnundu. Halk, her sohbetimizi almaya çoktan hazırdı. "Bedenlerimizle beraber ruhlarımız da dinleniyor, besleniyor bu sohbetlerle..." dediklerini çok duyardık.

 

Zümrüt yeşili baharın çağlayan neşesi, yakıp kavuran yazın yorgunluğu ve yaprak dökümü, hazan mevsimi güz hüznünün ardından, kış diye bir mevsim, teselli gibi geliverir, etrafı ak örtülerle örtüverirmiş başka memleketlerde. Dünya ehli bunlara takılıp dursun, bizim için mühim olan; topyekûn sükûnet, ruhu huzura kavuşturma ve yorgun bedeni uykuya yatırmaydı ve şimdi tam zamanıydı.

 

İstirahat etmek ve yorgunluğumu bir nebze üzerimden atmak için son gayretimi gösteriyordum Sultan’ımın yanından ayrılırken. DEVAMI YARIN