"Bütün analar aynıdır evladım ana olunca daha iyi anlarsın!"

A -
A +

Daha düne kadar nefret ettiğim, her fırsatta gördüğümde; “Burası Türkiye Cumhuriyeti! Kadınların hür olduğu memleket! Sizin yeriniz Arabistan!” diyerek aşağıladığım bu insanlardan biri, benim acı çektiğimi tahmin ederek gözyaşı döküyordu. Hem de karşılıksız, bir şey beklemeden. Onlara karşı kalbimin derinden titrediğini hissettim. Gülsuyu kokan tertemiz namaz örtüsüyle benim asfalt, çamur karışımı toz toprak olan üstümü başımı siliyordu. “Bir felaket, bin nasihatten evladır!” diyen babacığımın sözü aklıma geldi.

 

- Aaa evladım geçmiş olsun, inşallah iyisin!

 

- Şükür teyze bişeyim yok!

 

- Yine de belli olmaz a güzel kızım! Ambulans gelene kadar kıpırdama!

 

- Peki teyze!

 

- İç kanaması falan olabiliyormuş Allah muhafaza!

 

- Tedbir tedbirdir!

 

- !!!

 

Boynuna astığı çantasından hiç açılmamış küçük bir su çıkardı. İtinayla açtı.

 

- Al evladım iç! Ferahlarsın!

 

- Teşekkür ederim teyze, zahmet etmeseydin! Tülbendin de kirlendi hay aksilik!

 

- Aaa! Ne zahmeti kızım, tülbendin sözü mü olurmuş? Sen burada kıvran, ben “Bana neymiş!” diyeyim, hiç olacak şey mi?

 

- Anneciğim gibisin teyze!

 

- Bütün analar aynıdır a evladım. Ana olunca daha iyi anlarsın!

 

- Bizde de o kabiliyet var mı ah ah!

 

- İnsan olan herkeste vardır a kızım! Kimisinde küllenmiştir, kimisi de “boş vermiş” davranır sadece. Hakikat öyle değildir. Problemleri çözüp ve isabetli karar verme aracı olan aklımızı kullanırsak düşene yardım ederiz. Bunun için doğru tekdir, birdir. Yardım eden mükâfatın tadını anında vicdanında hisseder. Bedeninizi, kafanızı rahatlatır ve karşılıksız Allah rızası için yola çıkanlar, mutlaka en doğru kararı alırlar!

 

- Sizin gibi.

 

- Estağfirullah! Biz kim öyle büyük düşünmek kim güzel kızım?

 

- Biliyor musun? Anneciğim de bana öyle hitap eder!

 

- Analar bir... dedim ya! Onlar bu kafamızdaki iki gözle değil, görünmez kalp gözüyle bakarlar. Sohbet de iyi oldu aha ambulans da geldi.

 

- !!!

 

Kısa bir sohbet müddetince polis ve ambulans da gelmişti. Ayaküstü muayene edip serbest bıraktılar. Bende ufak bir sıyrık dahi yoktu. İş yerinde kendimi iyice inceledim. Baktım mühim bir şey yok. Sadece pantolon yırtılmış, baldırım önden biraz morarmıştı. “Buz filan koyarız geçer” dedim. Öyle de oldu, şükür. Anneciğim duysaydı uçup gelirdi. Ya Tanju?..

 

     ***

 

Araba kullanmak dikkat işiydi her şeyden önce. Gazın frenin yerini bilmekle, stop ettirmemekle iyi şoför olunmuyordu. Mütehassıs insanlar, “İki saniye gözünü yoldan ayırmanın telafisi mümkün olmayan şeylere yol açar…” derlerdi.

 

Netice itibari ile; artistliğin, ukalalığın ve biraz da Tanju’nun “enayi” demesini, “Yağmur” adlı kızı düşünmemin neticesi morarmış bacak ve yırtılmış pantolon olmuştu. “Cenab-ı Allah beterinden saklasın…” diye duâ ettim.

 

DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.