Çoğu insan ne yaptığının farkında bile değil...

A -
A +

Ne evliliğin, ne iyi bir evin, ne paralı bir işin, yani ne çok kazanıp köşe dönmenin peşindeyim. Ancak ve ancak mutlak hakikatin peşindeyim.

 

 

 

Toplumun dayattığı hayat tarzından, nihai amaç diye benimsediği şeylerden, muvaffak olma telâş ve namus anlayışından korkan biri olmuştum! Gittikçe insanlar, nakil ve akıl anlayışından uzaklaşmakta. Çoğu insan ne yaptığının farkında bile değil...

 

Herkes, birilerini peşlerine takabileceklerini sanmakta. Çoğunluğun dayattığı hayat biçimine mecburen uymuş gibi görünüyorum. Hepten kopamıyorum ki... Yanlış kurum ve kuruluşların, bozuk sistemin, düzenin içindeyim ama bütün kötülüklere direnmeye, Rabbimin razı olacağı şekilde var olmaya da çalışıyorum elhamdülillah.

 

Ne evliliğin, ne iyi bir evin, ne paralı bir işin, yani ne çok kazanıp köşe dönmenin peşindeyim. Ancak ve ancak mutlak HAKİKATİN peşindeyim. Kendini ebedî hayata hazırlayan, devamlı mesut ve bahtiyar olabileceklerin yanında olmaya çalışıyorum. Onun için “AKLI KISA, menfaat melekeleri çürümüş…” diyorlar.

 

Bu işler sözden ziyâde hâl işi. Tasavvufun sadece edebiyatı yapılıp onun tatbikatı ihmâl edilirse, böyle bir tasavvufî hayat, bal kavanozunu dışından yalayıp ağzının tatlanmasını beklemek kadar abes bir durum olmaz mı? Bunun için tasavvufta; “Tatmayan bilmez!” demişlerdir.

 

Beni bulabilir misiniz içinde kaybolduğum sessizlikten, yalnızlıktan? Rica etsem bu çukurdan, çıkarır mısınız? Yoksa da bir tekme vurup iyice karanlıklara mı gömersiniz ve ye merhamete gelip elimden tutar yeniden hayata mı döndürürsünüz? Başka bir ifadeyle yeniden sevmeyi, itimat edip güvenmeyi öğretebilir misiniz? Huzur ve saadeti dolu dolu yaşatabilir misiniz? Yapar mısınız, yapamaz mısınız, bilmiyorum ama sen… yani bu satırlarımı okuyan; "İçine düştüğüm fakat çıkmak için çabaladığım hâlde çıkamadığım çukurdan beni çekip al! Meseleyi çözmeden, onunla baş başa kalmak acı veriyor!

 

İçinizden kızanlar vardır mutlaka. Onun için öfkenize mağlup olup da “çık” demeyin! Ben, kendi isteğim ile girmedim ki öyle de çıkabileyim... Zor! Hakikaten pek zor! Yalnız ihlâslı olanlar yarına umut… Bugün hasretini çektiğim tek şey İHLÂSLI olmak. Akıllı bir insan için şart.

 

Sevmek mi? Kalbe ihlâs girdikten sonra bambaşka bir hâl aldım sanki... Bırak içinde çırpınayım. O içimdeyken çekeyim acımı. Bırak ölümle yüzleşeyim! İhlâslı hayatın acısı bu kadar güzelken sen beni çekip çıkarmaya kalkışma! “DELİ” de geç yeter! Yani sen ey ihlâslı adam! İç ve dış güzelliğin fevkalâde görünmeyebilir, şunu bil ki SEÇİLMİŞLERDENSİN!

 

Anlatmaya, tanıtmaya kelimelerim kifayetsiz kaldı. Sen, sanki yağmurun rahmet olduğunu duyuran sesi, toprağın temiz kokusu, insan oğlunun ebedi saadeti ve son nefesi ol yeter…

 

Yoksa, doğruyu bulabilir miydim sen olmasaydın? Bilemem ama senden sonrası yok. Sensizliği düşünmek dahi istemiyorum İHLÂS! Her şeyin başı sen olduğundan önce asıl güzellik senin.

 

DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Yalınız Efe 8 Ağustos 2024 12:48

Tam İlmihâl Se'âdet i Ebediyye okuyunuz.