Demek ki muhabbet böyle bir şey!

A -
A +

Sultan “Behlül yüzüme karşı her şeyi söylediğine göre doğru yoldayım…” diyor.

 

 

O sırada, büyük sarayın müdavimlerinden biri, elinde birkaç kitapla ağaçların arasından geçiyordu. Beni görünce yön değiştirdi. Gölgelik yerde gelene yer açmak için ayağa kalktım. Duvardan düşmüş taşlardan birinin üzerine sakin sakin kuruldu. Bu telâşsız hâli saraylılığın kendisine verdiği ve hiç elden bırakmadığı ağırbaşlılığından ileri geliyordu. Dolayısıyla fevkalâde bir durum yoktu, onun tabii hâliydi. Oturduğu yer gölgeydi ama, dalların arasından güneş huzmeleri sızıyordu; öyle ki neftî cübbesinin üzerinde altın renkli halkalar oluşuyor, gözleri kamaştığından kirpikleri açılıp kapanıyordu. Bir ara göz göze geldiğimize:

 

- Muhterem, her yerde sizin yaptıklarınız konuşuluyor.

 

- Ben ne yapmışım ki Bey?

 

- Şüphe yok... siz daha iyi bilirsiniz…

 

- Sultan’ım üzülmüş mü?

 

- Bilakis sevincinden uçuyor! “Behlül yüzüme karşı her şeyi söylediğine göre doğru yoldayım…” diyor.

 

- Hüsn-ü teveccühleri…

 

- Allah rızası için muhabbet demek böyle bir şeymiş…

 

- !!!

 
Bir an gelir, sert bakar, gözünde şimşek çakar,
Yılların kazancını, tutar bir anda yakar.
Rüzgâr olur, fırtına olur sel olur akar
Bir an gelir, iyidir, kötüye düşman olur,
Bütün yaptıklarına, utanır, pişman olur!
 
Îmânıma kastetmiş, NEFİS denilen cani,
Nefsine “düşmanım" diyen, yiğit nerde, hani?
İster yüz yaşa, istersen yüz elli, ey fâni!
Kimler, niçin besliyor, nefis nasıl yaratık?
 
Hiç mi merhameti yok, hepten vicdansız mıdır?
Yoksa sütü mü bozuk, temelden kansız mıdır?
Ne ondan ne bundan hakikaten yansız mıdır?
İnatçıdır karaya ak der de kara demez,
Dolandırdı herkesi, diyetini ödemez!
 
Ağına düşeni ezmiş, kendine küstürmüş,
Ne kavgalar çıkartmış, ne terörler estirmiş.
Az dünyaya meyledeni gözüne kestirmiş.
Yaptığı hep haramdır, düşüncesi seraptır,
Bu gidiş iyi değil, akıbeti haraptır.
 
Hem suçlu hem güçlüdür, hiçe sayar ümmeti,
Masum görünmek için, suçluyor hep milleti.
Mahşer günü olmazsa büyüklerin himmeti!
HOCA der; NEFİS zalim, ruhumuzu inletir,
Ne naneler yedirir, ne mavallar dinletir.
                    ***

ÇOCUK İLE BİR DEHRİ (ATEİST)

 

Cıvıl cıvıl çocukların dolu olduğu; benim mekânım gibi derme çatma bir kayık, kulübemin yakınında durdu. Alelacele inenler, ağaçların arasına dalarken ben de peşleri sıra “Acaba bu afacanlar ne yapmayı düşünüyorlar?” diye onları seyretmeye başladım.

 

DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.