“Düşün bakalım bu işi başka nasıl yaparsın evladım?..”

A -
A +

Hocanın alışık olmadığı, beğenmediği ters bir cevap veriyor talebe. Bunun üzerine tecrübeli hoca, tahtaya bir çizgi çiziyor ve;

 

“Bu çizgiyi pratik olarak nasıl kısaltabilirsin evladım?” diye soruyor. Bu yaramaz, kıskanç çocuk, hemen tahtaya koşuyor, silgiyi alıp hocasının çizdiği çizginin bir kısmını siliveriyor. Bu pratikliğine ibretle bakan hoca:

 

“Olmadı! Silmek yok! Silmeden yapacaksın bu işi…”

 

Bu sefer çocuk, eliyle bir kısmının üzerini kapatıveriyor. Hoca çok zekice bulsa da bu hareketini de kabul etmiyor yine;

 

“Olmadı evladım! Çizginin üzerini kapatmak da yasak!” deyip iddialı talebesinin cevabını bekliyor. Cevap gelmeyince…

 

“Düşün bakalım bu işi başka nasıl yaparsın evladım?” diye sorup talebesinin kızaran yüzüne bakıyor. Hoca cevap gelmeyeceğini anlayınca bu sefer daha uzun bir çizgi çiziyor diğerinin yanına ve;

 

“Bak evladım! Ben daha uzununu çizince diğer çizgi kendiliğinden kısaldı değil mi?”

 

“!!!”

 

Problemli çocuk, dudaklarını ısırarak derin bir sessizliğe gömülüyor gayr-i ihtiyari. Güngörmüş tecrübeli ve de oldukça da işinde mahir hoca sözünü şöyle tamamlıyor:

 

“Başkalarının çizgisini kısaltmakla, kapatmakla uğraşacağına, sen daha büyük bir çizgi çiz evladım! Zaten farkı görürsün.”

 

- Tamam kıskanmaktan vazgeçtim ama aklım havsalam almıyor hâlâ. Yirmi yaşında nefsini ayaklar altına alıp sezdiği nura, ışığa doğru âdetâ koşarcasına gidiyor kızcağız. O ne sağlam îmân ne yüksek dirayetti şaştım kaldım, onu söyleyeyim bir kere.

 

- Şanlı ecdadımız “Akıl için yol bir...” derdi. Hatta Fatih Sultan Mehmed Hanımıza ait şöyle bir şiir okumuştum:

 

 

 

Aklı öldürürsen ahlak da ölür.

 

Akıl ve ahlak öldüğünde millet bölünür.

 

Kadı'yı satın aldığın gün adalet ölür.

 

Adaleti öldürdüğün gün devlet de ölür.

 

 

 

- Bunları hiç duymamışım Doktor’um. Biz Fatih Hanımızın yalnız genç yaşta İstanbul’u fethettiğini, Orta Çağ’ı kapatıp Yeni Çağ’ı açtığını biliyoruz o kadar. Meğer şairmiş de.

 

- Daha neyi biliyoruz ki Jale Hanım Kardeşim? Aşılmaz dedikleri İstanbul Surlarını darmadağın eden, yerinden söküp atan, fethin hakikat olmasını sağlayan o ŞAHÎ topların da mühendisidir Fatih Sultan Mehmed Hanımız.

 

- Bazen diyorum ki uykuma devam etseydim de uyanıp acı çekmeseydim. İnan Doktor’um, cidden derin darbe yemiş hançerlenmişim gibi acı çekiyorum bunları duydukça. Ne istemişler bu aziz milletten aklım almıyor? Nerede insanlık, nerede adâlet?

 

- Hak ve batıl mücadelesinde adâlet olmaz Jale Hanım… Birbirine düşman iki yol îmân ve küfür. İkisini birlikte götüremezsin. Safını, neyin, kimin yanında olduğunu sen kendin tercih ederek seçiyorsun. Gittiğinde de neticesine katlanırsın.

 

- Çok kritik bir tercih meselesi. “Ya hep ya da hiç! Arası, ortası yok bu işin...” demek istiyorsunuz. Biliyor musun ne aklıma geliyor?

 

DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.