İnsan demeden edemiyor “Peki; erkeğin maruz kaldığı bu durum karşısında onun hakları ne olacaktı?”
Maalesef kadının fendi, erkeği yenmişti. Aslında biz kadınlar erkeklerden daha kurnaz ve hırslıydık. Hırslı olduğumuz için kafamıza koyduğumuz şeyi yapmak için her yolu deneyebiliyorduk. Aklımızı, zekâmızı ve kadınlığımızı kullanarak çeşitli oyun, hile ve desiselerle erkekleri kandırabilmemiz sıradan şeylerdi…
İşten eve geldiğimde bir tuhaftım. Tanju’yla, istemesem de en son konuşabileceğim şeyleri konuşmuş, diyeceklerimi demiştim. Demiştim ama o kelimelerin her biri, bir mermi olmuş üzerime üzerime geliyordu. Tanjusuzluğa hiç hazır değildim. Ya o da rest çekseydi, bir yuva başlamadan, bir hiç yüzünden tarumar olacaktı. Bu “benlik” denilen hastalık ne de fena şeymiş meğer! Bir kadın “Ben…” diye başladı mı durdurana aşk olsundu…
Önce hiçbir şey olmamış gibi dağınık yatağımı düzelttim, sabahtan ortada bıraktığımız kirli kahvaltı tabaklarını kaldırdım, yarı açık çelik dolabı, tekerlekli masayı sabunlu sularla sildim. Çiçeklerin suyunu değiştirdim, sararmış yapraklarını temizleyerek odaya sabun kokulu sıcak bir hava estirmeye çalıştım. Kendi hâlime, konuştuklarıma, tutarsızlığıma, hemen tesir altında kalmama gayriihtiyari gülümsedim, günler sonra ilk defa gülümsedim, hayatımdan memnun görünerek kendi kendime moral verdim. Arzularımı, beklentilerimi dondurdum. “Elbet iyi günler gelecek ve o günler uzak değildi…” diye düşünüyordum. “Evli insanlar iyimser olmalı, yerine göre Polyannacılık oynamalı, kalbi kan ağlasa da tebessüm edebilmeliydi. Buzlar nasıl olsa bir gün çözülür, hiçbir şey sonsuza kadar süremezdi…” fikrim gittikçe kuvvetleniyordu.
Kadın:
Altıma bir araba,
Cebime banka kartı.
Sakın unutmayasın,
Çifte telefon hattı.
Erkek:
Bir araba nedir ki,
Al işte bu kontağı.
Ben dolmuşla giderim.
Uzak mı Devre Dağı?
Kadın:
Senin abin kardeşin,
Bana olsa da hancı.
Hem yeter ki sen bana,
Olmayasın yabancı.
Erkek:
Ben zaten yalnız doğdum,
Nerede bacı kardeş?
Çok ihtiyaç duyduğum,
Tek başına mesut eş.
Kadın:
Kadın erkek beraber,
Bunu unutmayasın.
Mutfak bulaşık bilmem.
Yemeği yakmayasın!
Erkek:
Bilmez miyim eşitlik,
Birliktelik ne demek?
Karşılık beklemeden,
Hep fedakârlık etmek!
Kadın:
Sana belki bir çocuk,
İkinciyi isteme.
Olur olmaz zamanda,
Sakın iştaha gelme.
Erkek:
Çoluk çocuk istemem.
Bir minnoş yeter bize.
Niye üzeyim seni,
Ne lüzum var boş söze.
Kadın:
Gün aşırı kuaför,
Haftada bir manikür.
Senin kocalığınsa,
Ben için git, gel, götür.
Erkek:
Bakımlı kadın benim,
Hayalimdir hayalim.
Kocalık mesuliyettir,
Onu sana vereyim.
Kadın:
Ecdadımız boş yere,
Güzel söz söylemedi.
En sonunda erkeği,
Kadının fendi yendi.
Erkek:
Evet haklısınız da,
Boş söylemez atalar.
Kör olan kızlara da,
Bulunur, kör kocalar.
DEVAMI YARIN