"Ellerine fırsat geçse kim bilir daha neler yaparlardı?.."

Bizim aklıevvel BİTİRİMLER duysalardı bir kulp takar, dalga geçer ve hiç gözünün yaşına bakmadan da kötülerlerdi. Nitekim ölümü üzerine Türk ve Müslüman düşmanı siteler, aşağılayıcı ifadelerle yerden yere vurmuş, genç yaşta vefat etmiş birine bile hakaret etmekten geri kalmamışlardı. Ellerine fırsat geçse kim bilir daha neler yaparlardı?

 

Orada ne yazdığını merak ettiğinizi az çok tahmin ediyorum, kısaca hülâsa edeyim, aklımda kaldığı kadarıyla:

 

“Fransız piyanist Stephane Blet Müslüman olup Sinan ismini almış. Ondan sonra da kıyamet kopmuş tabii. Sanatçı Müslüman olduktan sonra başına gelenleri şöyle dile getirmiş bir mülakatta: ‘Birkaç aydır Cehennemi yaşıyorum. Çünkü İslâm düşmanlarının hepsi bana da düşman oldu, kötü numune oluyormuşum diye... Fransa’da ve İsrail’de bulunan ‘Ultra Siyonist’ gruplar tabii ‘Anti Siyonist’ olduğum ve Filistinliler adına çok konser verdiğim için beni tehdit ediyorlar!’

 

Yedi Ocakta ise korktuğu başına gelmiş; elli iki yaşında hayat hakkı elinden alınmış, hem de medeni bir devlet diye lanse edilen İsviçre’de.”

 

Kendisini “Türk hayranı” olarak tarif eden, Türkçeyi de tam konuşan Stephane Blet, Filistin’e ve Müslümanlara desteği sebebiyle başta kendi memleketi olmak üzere birçok yerde boykota uğramış, nice konseri iptal edilmiş, YouTube kanalı kapatılmış. Mazlumların yanında yer alan merhametli sanatçı, bu hümanist insan hakkında benim bile bilmediğim hususiyetlerden birkaçı bunlar. Allah rahmet eylesin, günahlarını affetsin…

 

Kısaca hayatını özetlediğim Sinan eski ismiyle Stephane Blet hakkında İslamiyet düşmanları hiç boş durur mu? Bu misafir sanatçıyı da haşlamışlar ellerinden geldiği kadar.

 

Yani anlayacağınız; Müslüman olmadan önceki durumuyla, sonraki durumu arasında uçurum oluşmuş düşmanlıklar mevzuunda. Lehte ve aleyhte yazılanları okuyunca şu kanaate vardım: Bütün bu gayrimüslim unsurlar hiçbir dine, inanışa düşman değiller, yalnız ve yalnız İslâmiyet’e karşı aşırı tahammülsüzler! Adamların Hristiyanlıkla, Yahudilikle, Putperestlik, Mecusilik, Budizm, Konfüçyüs… diğer felsefi inançlarla, yamyamlarla, tamtamlarla, kurda kuşa, fareye, maymuna, ineğe, öküze tapınanlarla… listeyi ne kadar uzatırsak uzatalım, Müslümanlık dışındaki bütün dinlerle barışıklar, hiçbir sıkıntıları, dertleri yok, hepsi de baş tacı ediliyor, yeri geldiğinde öve öve bitiremiyorlar da...

 

Müslüman ilân ettin mi kendini? O zaman iş değişiyor, bütün kuvvetleriyle oklar üzerine çevriliyor. Hedef tahtasısın artık. Buyurun, ismi geçen sanatçı hakkında, Türkiye’de malum çevrelerce yazılan en masumane yazılardan biri:

 

“Paralar suyunu çekince, geriye konser verebildiği bir tek Türkiye kalır. O da artık sadece Türkiye’de konser verecek, hem egolarını tatmin edecek hem de para kazanacaktır! Tabii ne kadar geçinilebilirse... ki bildiğim kadarıyla Türkiye’de bile pek adı sanı hatırlanan, konser veren biri değildi..."

 

DEVAMI YARIN