Atları kırlık bir sahaya doğru sürdük. Basit bir evin önünde durduk içeriden yanık bir ses Kur’ân-ı kerîm okuyordu.
Harun Reşid:
-Yola çıktık, bir müddet sonra bakımlı bir bahçe içinde şirin bir evin önünde durduk. Meğer burası Süfyan bin Uyeyne hazretlerinin eviymiş. Kapıyı çalıp seslendi: "Ey Süfyan! Sultan kapına geldi. Seninle görüşmek istiyor…” deyince içeriden telâşla biri çıktı. "Niçin önceden bildirmediniz? Haberimiz olsaydı, biz gelirdik…” deyince vezire döndüm, onun duyabileceği bir şekilde: "Aradığım bu değil…” dedim. Vezirim de "Tamam sultanım…” dedi, müsaade istedik ayrıldık.
- !!!
- Bu sefer de atları kırlık bir sahaya doğru sürdük. Basit bir evin önünde durduk içeriden yanık bir ses Kur’ân-ı kerîm okuyordu. Öyle içliydi ki kalbime dokundu. Elimde olmadan gözlerimden yaş geldi. Âyet-i kerimede meâlen; "Günahkârlar, kendilerini ehl-i takva ile bir tutacağımı mı zannediyorlar?” buyuruluyordu. Kendimi topladım.
"Nasihat istiyorsak, bu bize yetişir…” deyip oradan geri döndük. Burası Fudayl bin İyad hazretlerinin eviymiş.
- Muhterem Sultan’ım sizin, bizim, hatta bütün insanların en kıymetli sermayesi; bize verilen ve ne kadar olduğunu bilemediğimiz ömrümüzdür. Bu en kıymetli sermayeyi, en kıymetli şeyleri yaparak daha kıymetlendirmemiz lazım. Akıllı adammış Fudayl!
- Nasıl kıymetlendirelim Behlül?
- Önce İslamiyet’i tam ve doğru öğrenmemiz lazım. Sonra öğrendiklerimizle amel etmemiz lazım. Vallahi ölüm var, billahi ahiret var hesap var! Öldükten sonra Cennetten ve Cehennemden mâadâ gidilecek üçüncü bir yerimiz de yok! O gün gelmeden önce, kendimizi hesaba çekelim. Aklımızı başımıza toplayalım tövbe edelim, herkesle helâlleşelim. Başkalarına olan HAKKIMIZI hem HELÂL edelim, hem de HELÂL ETTİRELİM. Yoksa perperişan oluruz.
Kötü kimseyi övmek, iyilere sitemdir,
Zalimi alkışlamak, mazlumlara matemdir.
Bel bağlama bu dünyaya fânidir, ademdir.
Çok çetindir âhiret, sevab istersen şayet,
İyi kötü herkese, hakkın varsa HELÂL ET!
Yenemeyen hiddeti, uyandırır nefreti,
Lüzumsuz boş şakalar, kaybettirir heybeti.
Kusur kabahat arama, bırak şikâyeti.
Durma çalış çabala, gayret üstüne gayret,
Haklı haksız herkese, hakkın varsa HELÂL ET!
Herkes aynı metotla, yola gelmez, tavlanmaz,
Davul zurna çalarak, tavşan, keklik avlanmaz.
Kırılmadık taş olmaz, ava gelmez kuş olmaz,
İnsan dünyalık peşinde hayret ki ne hayret,
Büyük küçük herkese, hakkın varsa HELÂL ET!
Sisli, puslu havada koyun kuzu seçilmez,
Taşlı kumlu toprağa tohum mohum ekilmez,
Bacı kardeş olsa da huysuz insan çekilmez!
Sanma hep böyle gider, bir gün kopar kıyamet!
Konu komşu herkese, hakkın varsa HELÂL ET!
Elbet hatasız kul olmaz, hem de dikensiz gül,
Kırılsa tamir olmaz, sırça köşktür bu gönül.
Yapacağını tam yap ki olmayasın melül.
Peygamberden mucize, evliyadan keramet!
Eşin dostun herkese, hakkın varsa HELÂL ET!
DEVAMI YARIN