Apartman girişine, ev kokusuyla alakalı bir şeyler yazdım, altına da “Üstümdeki bu yükü kaldırmama destek olmak isteyen, bu hususta fikri olan komşu ve arkadaşların yardımcı olmaları çok makbule geçer. Şimdiden çok teşekkür ederim…” dedim.
Yazıyı panoya astım ama ne arayan ne de soran oldu. Birkaç gün sonra da hepten çöpe attıklarını görmüştüm.
***
Nefise Naz ismini verdiğimiz sevimli ve de bir o kadar yaramaz kızımız, mobilyalardan evin içinde yol bulup geçemiyordu. Şimdi bazı okuyucularımız haklı olarak diyecek ki: “Bu ismi koyabilmek için çok mu uğraştınız? Hepimizin bildiği sıradan isimlerden biri. Hani siz orijinal, duyulmamış bir ad peşindeydiniz, ne oldu Jale Hanım? Evdeki hesap çarşıya uymadı mı?”
Her şeyden önce “Ne deseniz de çok haklısınız” demekle söze başlayayım. Nefise Doktor’umu ne kadar sevdiğimi biliyorsunuz. Onu unutmamak adına baştan beri düşünüyordum zaten. Bir vesileyle baş başa kaldığımızda kendine de sordum, çok memnun oldu. Hem hanım evliyalardan birinin ismiymiş. Sonra İslâm Âlimleri Ansiklopedisinden okudum hayatını, ne mübarekmiş meğer kısaca şöyle:
“Zühd ve takvâsı, kerem ve cömertliği ile meşhûr hanım evliyâdan, tam ismi: Nefîse binti Hasen, Hazreti Ali’nin dördüncü göbekten torunu. Tâhîre ve Kerîmet-üt-dâreyn lakabları vardır. 145 (m. 762) senesinde Mekke-i mükerremede doğdu. Medîne-i münevvereye yerleşti. Annesi, Lübâne binti Abdullah bin Abbâs bin Abdülmuttalib’dir. Sonra Mısır'a hicret etti. 208 (m. 823)’de Kâhire'de vefât etti. Seyyidet Nefîse, İmâm-ı Ca’fer-i Sâdık’ın oğlu İshâk-ı Mu’temen, radıyallahü anh ile evlendi. Bu evlilikten Kâsım ve Ümmü Gülsüm isminde iki çocukları oldu.
Tefsîr, hadîs ve başka ilimlerde âlim idi. Herkes onun büyüklüğünü bilirdi. Seyyidet Nefise, rahmetullah aleyhâ ümmî olmasına rağmen çok hadîs-i şerîf öğrenmişti. Kur’ân-ı kerîmi ezbere bilirdi. Çok kerâmetleri görüldü. Kabr-i şerîfi, hâlen ziyâret edilmekte ve istifâde edilmektedir.”
Ne mübarek hanımefendiymiş Seyidet Nefise Hazretleri. Onun eşsiz ve de numune hayat hikâyesini de dinleyince artık kızımın ismi hepten şekillenmişti. İki, üç isim koymanın da mahzurlu olmadığını öğrendim. “Naz” ismi de o kategoriden geldi. Böylece Nefise Naz’ımız hayat serüvenindeki ilk yolculuğuna çıkmış oldu iki isimle.
***
Eşyalar her tarafı doldurunca ev dar gelmeye başladı. Bu sefer daha geniş bir eve kiraya çıktık. Kira ve sabit masraflarımız daha bir artmıştı ama olsun, eşyalarımız sığıyordu ya daha ne olsundu.
***
Bu duruma geldikten sonra ev ararken kendimiz için değil, eşyalarımız için arar olduk. Hem bütçeye hem eşyalara münasip ev bulmak o kadar da kolay olmuyordu. İyice kenar semtlere, eski apartmanlara kadar yol uzadıkça uzadı. Çok yorulduktan sonra eşyalarımızın aradığı evi bulmuştuk. Bulmuştuk ama bu sefer de perde uymuyor, halılar küçük kalıyordu. DEVAMI YARIN