Herkes kendince yorumluyor, yorumladıkları gibi de inanıyordu…
Bu mevzu üzerine nice hikâye uydurulabilirdi hepsi de yalan ve iftira... Hatta iş hakaret ve şantaja kadar da götürülebilirdi. Allah korkusu, ahiret derdi, hesap verme endişesi yoksa bir insanda her şey beklenebilirdi.
Bu mevzuda çok şey yazabilirdim ama sadece şunu ifade etsem sanırım yeterli olur. Bu memlekette gazetecilik yaptığını iddia eden bazı tipler, dönemin Başbakanı Tansu Çiller'in mamografisi çekilirken elde ettikleri görüntülerini, Çiller'e karşı şantaj unsuru olarak kullanıp kullanmamayı o fotoğraflara bakarak dakikalarca tartışmışlar. İşin vahametini düşünebiliyor musunuz?
Bizimkisi onların yanında bir hiç kalıyordu. İncir çekirdeği misali ha var ha yok… Bazen şeytan diyor ki her şeyi yaz gitsin, anlat anlatabildiğin kadar olup bitsin. Neresi inceyse oradan kırılsın… Canlarımın o masum hâlleri önüme dikilince elim ayağım soğuyordu.
***
Nefise Doktor’um anlatmıştı:
Bir gün şeytan bir tepeden etrafı seyrediyormuş. Bakmış bir kadın inek sağıyor, yakınında da bir kazığa bağlı buzağısı, annesini emmek için debelenip duruyormuş. İpten ve kazıktan kurtulmak için ha bire zorlanıyor ama gücü yetmiyormuş.
Merakla inek sağan kadını takip etmeye başlamış. Bu esnada aklına bir hinlik gelmiş. Şeytan bu, durur mu? Bir şeytanlık yapacak ya; buzağının ipini bir parça gevşetivermiş.
Rahatladığını anlayan buzağı, annesinin sağılmasını aç karnına seyretmeye daha fazla dayanamamış. Debelendikçe boynundaki ip biraz daha gevşemiş ve sonunda bağından azat olmuş. Annesini emmeye koşarken kadının sağdığı süt kovasına çarpmış bütün sütler yere dökülmüş. Sağdığı sütün ziyan olduğunu gören kadın çok sinirlenmiş, yanı başındaki odunu kaptığı gibi bütün kuvvetiyle buzağının kafasına vurmuş. Yavru oracıkta ölmüş. Bulunduğu yerden dananın öldürüldüğünü gören kayınpederi de yerden aldığı bir taşı “Niçin danayı öldürdün?” diye bağırarak gelinine fırlatmış. Aksilik bu ya taş da gidip gelinin alnına çarpmış o da kanlar içinde yere yığılmış. “Kayınpederi gelinini öldürdü!” diye çıkan haber, köyde süratle yayılmış. Kızın akrabaları da silahlanıp gelmiş kayınpederi öldürmüş. Bu sefer de iki akraba arasında kıyasıya bir kavga başlamış onlarca ölü, sayılmayacak kadar yaralı ve asırlarca sürecek bir kan davasının da temelleri atılmış.
Şeytan bile şaşmış bu gördüklerine!..
“Bir de suçu üzerime atacaklar! Ben ne yaptım ki? Sadece ipi bir parça gevşettim!” demiş, kıs kıs gülmüş insanların bu zavallılığına…
Şeytandan ve şeytanlaşmış insanlardan sana sığınırım Allah'ım!
Şeytani fikirlerle ortalıkta dolaşan insanların cemiyete verdikleri zararı ne kadar güzel ifade etmiş bu kısa hikâye...
Daha fazla söze hacet var mı sizce? DEVAMI YARIN