"Ey güzel Mekke-i mükerreme, ey Beytullah, ey dünyamızın kalbi! Ey bakışların en güzeline mazhar olmuş huzurlu şehir!"
Sana kavuşmak, seni bulmak için çok bekledim ey sırlar beldesi!.. Milyonlarca, milyarlarca insanın içinde çağrılmak, büyük bir nasip meselesi olduğunu biliyordum. “Ya çağrılmasam?” korkusu içindeydim hep. Gittikçe artan, eksilmeyen bir arzu ile gittiğim her yerde senin çağırmanı bekledim. Onun içindir ki şimdi seni, benden evvel, ben olan binlerce, on binlerce gölgenin göz ve kulağıyla dinliyor, seyrediyorum ve senin her tarafında, her bir köşende bunlardan bir tanesi doğuyor sanıyorum. Kendimi tabaka tabaka kesif bir uykudan uyanıyor, bin türlü hâlde yaşanmış bulanık ve sonsuz bir zamanın içinde belirsiz yüzlerimle perde perde canlanıyor sanıyorum. Hesapsız bir tekrar, bıkmadan arama, kaybetme korkusuyla bulma anlarını bütün kalbimde hissediyor, iliklerime kadar da yaşıyorum. Bu yüzdendir ki karşında dalgın ve bîçareyim, bu yüzdendir ki her visâl, yani en sevdiğime kavuşma arzusu, seni tekrar kaybettirecek korkusuyla beni zehirliyor, akılsız ve zayıf oluyorum ve sana, benim gözümle bakmayanlara şaşıyorum. Burada senden maada başka şeylerle meşgul olma gibi bir hürriyet tanımıyorum. Seni kaybetmek korkusu, asırlar boyunca, oluşun çemberinde seni tekrar, yeni baştan parça parça aramak azabının korkusu, işte şimdiden beni sardı. Bunlardır ki bana seninle tam, yekpâre ve imkânsız bir ölümde birleşmeyi istetiyorlar. Sen unsurlarını veren şeylere dağılmak, ben nizamını ve gayesini sende bulduğum bir vahdette ebediyet boyunca toplu kalmak istiyorum; onun için şefkatimin hapsolduğu ey güzel Mekke-i mükerreme, ey Beytullah, ey dünyamızın kalbi! Ey bakışların en güzeline mazhar olmuş huzurlu şehir! En nasipli belde!
Mesul olduğu hacıları gözleri kapalı getirip Beytullah’ı görecek şekilde sıraladıktan sonra:
- Hacılar! Rabbimize ne kadar hamd ve şükretsek azdır. Şu anda gözlerinizi açtığınızda rüyalarınızın süsünü göreceksiniz. Daha önce konuşmuştuk Beytullah görülür görülmez yapılan dualar kabul olunacak dualar zümresindendir. İçinizden en kıymetli dualarınızı yeniden hatırlayın. Ben “Gözlerinizi açın…” dediğimde ellerinizi de semaya kaldırarak yalvarın bizleri yoktan halk eden Rabbimize. Diyeceklerinizi deyin, söyleyeceklerinizi, isteyeceklerinizi bütün kalbinizle, inanarak hatta ağlayarak isteyin. Sonra avara geçeriz sırası geldiğinde neyi nasıl yapacağımızı daha önce otobüste konuştuğumuz gibi beni takip ederek birlikte yapacağız. Bugünleri gösteren Rabbimize nihayetsiz kere hamdolsun.
- !!!
- Açın gözlerinizi!
Bütün hacılar gözlerini açıp Beytullah’ı karşılarında görünce birden bağrışarak ağlaşınca Lütfü Hoca;
- Lütfen hacılar duâ nimetini kaçırmayın! demesiyle derin sükûnete döndü grubun bulunduğu yer. Yalnız sicim gibi gözyaşı ile göklere yükselen âmin nidaları hassaslaşmış kalplere kuvvet veriyordu… DEVAMI YARIN