"Hayal edemeyeceğim şeyler şimdi hakikat olmuştu...”

A -
A +

Toleuzhan'ın şu duası onun samimiyetini yansıtıyor: “Ben, beni bıraktığım zaman, sen beni bırakma Allah’ım!”

 

İçinde bulunduğu ruh hâlini de şu cümlelerle hülâsa edip özetliyor Toleuzhan: “Hayal, hayatın ümididir. Hayal kurmak çeşitli faaliyetlere sebep olabilmekte. Bazen de insanoğlunu ayakta tutan sebeplerin başında geliyor! Çünkü insan hayal üzerine hedef koyuyor ve ona göre ilerliyor. Ey yüceler yücesi Allah’ım nelere kadirsin? Kim düşünürdü bu yolu seçeceğim diye… Ama şimdi İslâmiyet benim dünyam, Kur’ân-ı kerim aşkım, başörtüm ise sevdam, hayal edemeyeceğim şeyler şimdi hakikat oldu, elhamdülillah.”

 

Kar kış gider ayaz ile,

 

Bahar gelir kiraz ile,

 

Bak çayır çimenler bile,

 

Yeşerirler hep naz ile.

 

 

 

Şimdi haber geldi dosttan,

 

Çiçeklendi bağ ve bostan,

 

Yazar okur binbir destan,

 

Bütün kuşlar avaz ile.

 

 

 

Kokmuş leş, varsa nerede?

 

Bütün kargalar orada,

 

Papağanları kafeste,

 

Beslerler hem üvez ile.

 

 

 

Elin kuşu elden ele,

 

Gülün kuşu gülden güle,

 

Baykuşum ister virane,

 

Şahinlerim pervaz ile.

 

 

 

Eğriler eğriye uyar,

 

Doğrular doğruya uyar,

 

Hoca da çağrıya uyar,

 

Bozguncular gammaz ile.

 

                    ***

 

     FENA SARSILMIŞTIM…

 

Hangimiz iş veya hususi hayatımızda, yapmak istemediğimiz şeylere karşı rahatlıkla hür irademizle “hayır” diyebiliyoruz?

 

Maalesef bu mevzularda saatlerce kendimi suçlayabilirim, çünkü çoğunlukla hayır diyemeyen biri olduğum için bu durum beni çok zorluyordu. Bilhassa iç dünyam devamlı sorularla doluydu. Meselâ: Niçin Toleuzhan kadar cesur değildim? İşimde, hususi hayatımda vazifem dışı mesuliyetler üstüme yüklediklerinde “yapmamayı tercih ederim” diyecek kadar cesaretli değildim. Art niyetli biri “onu seçemezsin…” dediğinde “tercihim odur…” diyecek kadar kararlı olamıyordum. Bunlar eksik yanlarımdı. Ya da kendi kendime o noktaya gelmiştim. Psikolojik bir problemimdi ama mahiyetini tam bilemiyordum...

 

Doktorumun kitap arasında verdiği; Toleuzhan'ın Müslüman oluşunu anlatan yazı, beni fena sarıp sarmalamıştı. Günler, aylar, seneler geçse de o sağlam irade hep aklımda kalacaktı, zamk gibi yapışmıştı üzerime anlayacağınız.

 

          ***

 

İslâmiyet'in anlatılmasının yasak olduğu, haramların açıkça işlendiği beter bir muhitte, Kazak Türkü bir kızcağızın, kendini bataklıktan çekip çıkarması ve kurtulması harikulâde bir hadise, destansı bir şeydi. Bu hakikat beni mıknatıs gibi kendine çekiyor, bırakmıyordu. Manyetik sahasından kolay kolay kurtulamayacaktım.

 

Hani bazen; hem ağlayacağınız hem güleceğiniz hem boğazınızın düğümleneceği ve hem de sinirleneceğiniz karmaşık bir ruh hâli olur ya… onun gibi tarifsiz hisler içindeydim...

 

Toleuzhan’ın hayatı, beni benden almış, rol model olarak gelip kalbimin üzerine oturmuştu. “O, en kötü şartlarda nefsini yenmeye muvaffak oluyor, içinden geleni yapıyor da ben ölmüş müyüm, niçin yapamayayım?” diyor, dolaşıyordum odamın içinde… DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.