İlk tanıştığım o kız arkadaşım benden daha çok seviniyordu!

Sesli Dinle
A -
A +

"Sana ne oluyor? Ben ebedî kurtuluşun anahtarını buldum diye sevincimden ağlıyorum, sen niçin ağlıyorsun?"

 

 

 

Türk kızı Toleuzhan, sözlerine şöyle devam ediyor:

-Ben seviniyordum ecdadımın bize isim olarak bıraktığı en son dinimi yeniden kazandığıma fakat bana kol kanat geren o ilk tanıştığım tesettürlü kız kardeşim benden daha çok seviniyor, ‘Elhamdülillah…’ deyip deyip gözyaşı döküyordu. Ona dedim ki:

 

- Sana ne oluyor? Ben ebedî kurtuluşun anahtarını buldum diye sevincimden ağlıyorum, sen niçin ağlıyorsun?

 

- İşte o suâlin cevabı olmaz Toleuzhan Hanım Kardeşim. O yaşanır sadece. Sana en basitinden sorayım, küçük bir hayvancığı, mesela bir böceği ölümden kurtardın mı?

 

- Hatırlamıyorum.

 

- Düşünebiliyor musun? Evinin ocağını yakmak için gidiyorsun odunluktan odun alıyorsun. Üzerinde karıncalar kaçışıyor. Odunu yere vurarak karıncaların düşmesini temin ediyorsun, bir canlının kalmadığından emin olduktan sonra elindeki o çürük odun parçasını ateşe atıyorsun. Kızıl alevler helezonlar çizerek göğe doğru yükseliyorlar. Düşün, bu ateşin içine konuşan, ağlayan, acı çektiğinde üzülen eşref-i mahlûkattan bir insanı atsalar “bana ne” der misin? Elbette demezsin. Tutup kolundan ateşten çıkarmaya çalışırsın, yetmedi su döker ateşi söndürürsün. Dahası yanık merhemi bulup acılarını dindirirsin. Peki bunları sana yaptıran, emir veren biri mi var? Yok tabii. Hepsini de insan olduğun için, hemcinsinden birinin acı çekmesine dayanamadığın için yapıyorsun. Merhamet ettiğin için… Dünyalık ateşler, Cehennem ateşinin yanında bir hiç kalır. Basit bir ateşten kurtarmaya çalıştığımız birini ebedî ve en büyük ateşten kurtarmanın ne demek olduğunu iyi anlamak lazım. Buna sevinçten ağlanmaz da ya ne yapılır?

 

- Az çok böyle bir hisle ağladığınızı tahmin etmiştim. Yine de bir de sizden duyayım istedim.

 

- Mübarek olsun güzel Toleuzhan Kardeşim. Bu iş nasip meselesi. Birine inanmak zor gelirken, diğerine de inanmamak zor geliyor. Nasıl anlatılır ki? Her şey Rabbimizden.

 

- Ya bundan sonra?

 

- İlk iş NAMAZ. Önce namaz kılacak kadar sûre ve duâ öğrenmek ve hemen bugünden itibaren de namaza başlamak lazım…

 

İmkânsız gibi gelen şey bana öyle kolay oldu ki. Kızcağız işini gücünü bıraktı bir günde namaz kılacak kadar sûre ve duâ öğretti. Tabii ki önce gusülden başladık. Onun hakkını hiç ödeyemem benimle beraber banyoya girerek gusül abdesti, namaz abdesti aldırdı. Sonra duâları ezberletti, bilahare de ilk namazı birlikte kıldık. Bu duruma gelene kadar o da ben de hiç uyumadık desem yalan söylememiş olurum. “Ya yarına çıkamazsam!” tedirginliği hâkimdi ikimizde de. Sanıyorum üç dört vakti arkadaşımı taklit ederek kıldım. Sonra kendi kendime kılmaya başladım.

 

Arkadaşım büyük bir muharebeden galip ayrılmış bir komutan gibiydi; aşırı yorgun, bir o kadar da mesut ve bahtiyardı.

 

Yalnız başıma ilk namazıma sabah başlayacaktım. Gece boyunca uyuyamadım. Kaç gündür uykusuz olmama rağmen bir sağa bir sola döndüm durdum yatağımda. Uyku ne demek? Ara ki bulasın hepten kaçmış.

 

DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.