"Rabbim diledikten sonra hiçbiri olmasaydı yine yaşardık. Allahü teâlâya ne kadar hamd ve şükredersek edelim yine azdır!"
Naciye ananın, "Pek muhterem Hasan Abimize..." diye yazdığı mektup şöyle devam ediyordu:
Saçsız da yaşanır, burunsuz, dudaksız, kirpiksiz, kulaksız, dişsiz de hayat sürdürenler sayılmayacak kadar çok… Akciğerleri çalışmayan bir çocuk, evine alınan bir cihazla nefes alıp veriyordu bir haberde… Demek; “ciğersiz de yaşanıyormuş. Öyle değil mi muhterem abim?
Düşününce, akla neler neler gelmiyor ki…
Rabbim diledikten sonra hiçbiri olmasaydı yine yaşardık. Allahü teâlâya ne kadar hamd ve şükredersek edelim yine azdır!
Cenab-ı Allah, istemeden her şeyi bol bol vermiş. Bizim sadece gelirimiz yok, zaruri ihtiyaçlarımızı zamanında ve tam tedarik edemiyoruz. Buna karşılık; gözümüz görüyor, kulağımız işitiyor, dilimiz var konuşuyoruz, acı, tatlı, ekşi, mayhoş tatları, kokuları alıyoruz, elimiz var çalışabiliyoruz, ayağımız var istediğimiz yere gidiyoruz, icabında koşuyoruz, midemiz, ciğerlerimiz, böbreğimiz var elhamdülillah ve hepsi de sağlıklı çalışıyor.
Bütün bu organlarımızın olmadığını ve bunların ameliyatlarla nakledilebileceğini düşününce aklım başımdan gidiyor. Bunun için belki de dünyanın en zengin insanı olmamız lazımdı ki bu nakilleri yaptırabilelim. Bize, istemeden her şeyi tam, noksansız ve sağlıklı veren Allahü teâlâya binlerce, yüz binlerce hamdolsun.
Herkesin bir imtihanı var. Bizimkisi de böyleymiş muhterem abim... Bu imtihanda muvaffak olursak; maksada kavuşacağımıza imanımız tamdır. Bunun şartı da; isyan etmeden, sabretmek, hamd ve şükürle kabullenmektir içinde bulunduğumuz zor durumları.
Elbette ki hastalık, fukaralık, zor hayat arzulanmaz. Her zaman, her yerde, her yaşta şifa ve afiyet istenir. Bizim talep etmediğimiz veya hatalarımızdan dolayı olmayan ve başımıza gelen bu fukaralık musibeti sebebiyle; “Allah’ım, niçin milyonlarca insan içinden bizi seçtin?" dersek, yazıklar olsun bize!
Yani demek istediğim: İmtihanı zor olanlardanız! Vara, yoğa kendimizi üzmememiz lazım! Çok zengin olsak bile mademki yaşlanacağız, mademki öleceğiz, bu dünyada yapılan incir çekirdeği kadar bile iyilik veya kötülüğün bir gün karşılığı olacak; o hâlde verilene sabredelim, şükredelim ki cennetteki makamımız yükselsin; varlıklı, sağlıklı bir insanın şükretmesiyle, fukara birinin şükredip kazanacağı sevap çok farklıdır. Elbette Cenab-ı Allah adildir.
Efendim,
Verdikleriniz, yaptıklarınız için minnettarız, tekrar teşekkür eder, sizi Rabbime emanet ederiz.
Size, aile efradınıza ve bütün sevdiklerinize duacı olan Ali’nin annesi
Naciye Beylerli
***
Alçak gönülle gelsin!
Her kimde erlik varsa.
Tepetaklak itilsin,
Yükseklerden bakarsa.
Mektubu gözyaşları içinde defalarca okuyan Hasan Palandöken; “İşte Hakk’a tam tevekkül, tam teslimiyet bu. İşte hakiki zenginlik” dedi, yaptıkları için, o kazanın ne hikmetlerle dolu olduğunu düşündürdüğü için Rabbine şükretti.
DEVAMI YARIN