"İyi insan olmak başka bir meziyet kızım"

A -
A +

Bu arada doktor arkadaşlarımdan birini çağırdım. Sağ olsunlar beni kırmadı geldi kadıncağızı muayene ederken ben de çorba yaptım. Evde, bayram havası esti kısa zamanda. O küçücük yuva, şenlenmişti.

 

Vazifemi yapıp müsaade istedim. Kadıncağız nasıl dualar ediyor nasıl? Gözlerim doldu. “Allah’ım” dedim. “Ne çok ferahlandım, iyi ki yirmi iki lira için ben de ‘Olmaz, çık dışarı!’ diyerek çocuğu başka eczaneye yollamamışım. Birkaç saat sonra eczaneden aradılar. “Bugün müşteri patlaması oldu, çok bereketli geçti...” Günlük ciromuzu ikiye katlamışlar. Neşemi görmeniz lazımdı, keyfime diyecek yoktu. Cepten giden, fazlası ile geri gelmişti. Bu arada o güzel çocuğu da kardeş edindim, artık on yaşında bir kız kardeşim vardı. Adı da Fadime…

 

- İyi insan olmak başka bir meziyet kızım.

 

- İşte onun için Doktor Nefise Hanımefendiyi çok seviyorum.

 

- Sevilmeyecek biri değil a evladım. Bu anlattıklarınızdan dolayı ben de bir an evvel tanışmak istiyorum. Onu görmediğim hâlde gıyaben sevdim.

 

- Hakikaten mükemmel güzel bir insan.

 

- Maşallah doktor kızıma! Merhamet, kalpteki en kıymetli ve de paha biçilmez hazinedir. Ben size ne diyordum? “Evliliğinizi yaşınız geldiğinde değil, karşınıza doğru kişi çıktığında yapın. Bizi de yormayın…”

 

- Biz de öyle yaptık Anne!

 

- Daha seneniz dolmadan dert küpü oldun! İki defa âcile çıktın! Konuşturma beni! Evin bu hâli ne? Yok bohem hayatıymış, şuymuş buymuş! Size lazım olan insan hayatını terk etmiş, bohem hayatını tercih etmişsin! Bunun neresine “aferin” diyeyim a benim şapşal kızım!..

 

Misafirlerimizi uğurladıktan sonra bir müddet Tanju’yla konuşmadık. O kendi telefonuna gelen mesajlarına bakıyordu, ben de kendi telefonuma… Evin sessizliğini yine o bozdu.

 

- Bu insanlar ağız birliği etmişçesine hep aynı şeyi söylüyorlar Jale.

 

- Neyi kastettiğini anlayamadım.

 

- Ne bileyim, evimizin eşyasızlığını bir türlü kabullenemiyorlar. Kime ne?

 

- Annem de o fikirde. Evimizi düzene koymadan bir daha gelmemeye yemin etmiş!

 

- İstediğimiz gibi yaşamaya hakkımız yok!

 

- Rahat da yok bu dünyada!..

 

İçimden “Pek sıkıya gelmek istemiyorsun da ondan…” derken, yine Aylin’in son sözleri aklıma geldi: “ERKEK MİLLETİ DEĞİL Mİ? TOPUNUN!..” Sanki hipnotize olmuştum, hemen Tanju’nun karşısına dikildim.

 

- Daha fazla dayanamam bu evin eşyaları tamamlanacak!

 

- Şey!

 

- Şey mey deme! Bahane istemem! Yarından tezi yok! Bu evin eşyaları noksansız tamamlanacak! Herkesin lafını duymaya, kinayeli bakışını görmeye mecalim kalmadı.

 

- Ama böylesi hayata birlikte karar vermiştik!

 

- Kararımdan vazgeçtim! Yetti artık!..

 

Evliliğimizden nice zaman sonra yemek masası takımı istedim. Masa sandalye almakla iş bitmiyordu ki ona göre tabak, çanak da lazımdı. Anlayacağınız almanın sınırı da sonu da yoktu. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.