Nasıl olduysa kendimi Dicle kıyısında buldum yine...

A -
A +

Sabah sabah aklım başımda değildi yine. Diyeceksiniz ki ne vakit oldu ki? Ne söyleseniz haklısınız.

 

 

 

Ya hayır konuş, ya da sus, uzak dur kötülükten!

 

Ne derlerse desinler, sen vazgeçme iyilikten!

 

Birlikten kuvvet doğrar, medet umma ikilikten.

 

Çok aldatır lain şeytan, uyanın hâli yaman,

 

Hem de hilesi pek çoktur, tükenmez hiçbir zaman.

 

 

 

Cennette üzüntü hiç yok, herkes pek neşelidir,

 

Nimet dolu her taraf, hem dayalı, döşelidir.

 

Dünya yuvarlak olsa da senin ev köşelidir.

 

Kendini yetiştim sanma sonra olursun pişman,

 

Nefsin isteği pek çoktur, tükenmez hiçbir zaman.

 

 

 

Dost iken, bir an gelir, düşman kesilir el olur,

 

Bendini yıkıp dağıtan, kükremiş bir sel olur.

 

Bugün inkâr etse de hesap günü bülbül olur.

 

Dedem der ki, dünya fâni, kananın hâli yaman,

 

Gözün dört aç, uyanık ol, aldanma hiçbir zaman!

 

 

 

Bir an gelir, durulur, pek tatlı bir pınar olur,

 

Herkesi gölgeleyen asırlık bir çınar olur.

 

Haddini bilmezse insan, hepten tarumar olur.

 

Sahte, kötü arkadaşa uyanın hâli yaman,

 

Hem de yalanı pek çoktur, tükenmez hiçbir zaman.

 

 

 

Bir an gelir, mal, para der, haram helâl ayırmaz,

 

Bütün dünya verilse de aç gözünü doyurmaz.

 

Yemeye koşar, yedirmeye kimseyi çağırmaz.

 

Günahlar bir bir yığılmış olmuş koca bir umman,

 

Tövbe ve istiğfardan geri kalma hiçbir zaman!

 

 

 

Zaman gelir, imân eder, Hak ehlinin sözüne,

 

Vurur iki dizine, hem yaşlar dolar gözüne.

 

Ömür geçiyor ne vakit döneceksen özüne?

 

HOCA der ki, hain nefse uyanın hâli yaman,

 

Onun hilesi pek çoktur, tükenmez hiçbir zaman.

 

     ***

 

BİR KOLTUKTA İKİ KARPUZ

 

 

 

Yeşillenmiş dalda yaprak.

 

Elbette olacak toprak!

 

Ağaç ata binmiş çocuk.

 

Avaz avaz bağırıyor,

 

Bak yanına çağırıyor.

 

Şu bizim yaramaz çocuk!

 

Yaş döküyor boncuk boncuk!

 

 

 

Sabah sabah aklım başımda değildi yine. Diyeceksiniz ki ne vakit oldu ki? Ne söyleseniz haklısınız. İşte öylesine bana yakışan, maksatsız bir yürüyüş yapıyordum… Başımı alıp aklımın estiği yöne doğru gitmeyeli epey olmuştu. Kafam başka âlemde, bedenim ise bambaşka... Nasıl olduysa kendimi Dicle kıyısında buldum yine. Nehir akışı istikametinde epey adımladım. Derinden çocuk bağrışmaları geliyordu. “Hayırdır uşakların ne işi olabilir buralarda?” deyip şaşırsam da gayr-i ihtiyari o tarafa yöneldim. Önce kavga sandım. Ancak çocukların şakalaşarak koşuştuklarını görünce rahatladım. Bu sefer de niçin toplandıklarını merak ettim. Mahiyetini anlamak niyetiyle hızlandım ve heyecanla aralarına katıldım… Çocuklardan bazıları oyunu bırakıp yanıma geldi.

 

- Sen hoş gelmişsin.

 

- Hoş bulduk.

 

- Sana deli diyorlar  Behlül Baba! Niçin?

 

- Ben de bilmiyorum. O dediğinizi tam anlatamam çocuklar. İçinizde tarif edecek biri varsa lütfen arkadaşınıza cevap versin!

 

DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.