Onların yanında saadetten uçacak gibi olurdum...

A -
A +
Anneler Gününde ona bir şiir yazmıştım; uzattım, aldı ve heyecanla okudu. Gözlerinin yaşardığını bana göstermemek için “Ah bu ışıklar!” deyip başka yana dönmüştü, hiç unutamam.
 
Ömrünce ocak yaktın,
Su oldun bize aktın,
Herkesten iyi baktın,
Hakkın ödenmez anne!
 
Üstün tuttun canından,
Hem kan verdin kanından,
Ayırmazdın yanından,
Kadrin bilinmez anne.
 
Pişirdin aşımızı,
Okşadın başımızı,
Sildin gözyaşımızı,
Elin tutulmaz anne.
 
İyi terbiye ettin,
Suçumuzu affettin,
Bize ömür tükettin,
Ahın alınmaz anne.
 
Ninnilerle avuttun,
Kucağında uyuttun,
Dertlerini unuttun,
Adın silinmez anne.
 
Gözetirdin haramı,
Düzeltirdin aramı,
Sardın nice yaramı,
Sensiz olunmaz anne
 
Abla oldun, hem ana,
Çok minnettarım sana,
Helâl süt verdin bana,
Pahan biçilmez anne.
 
Jale der, başa taçtın,
Herkese kucak açtın,
Sayısız nimet saçtın,
Akıl erilmez anne.
 
Böyle başlayıp biten şiirimi sabırla ve de buğulu gözlerle okuduktan sonra zorlanarak da olsa bebekmişim gibi kucağına aldı. “İşte senin sığınacağın liman, bu kucak. Benimkisi de senin kalbin Jale’m...” demiş, yol göstermişti. “Sevdikçe sevileceksin benim biricik akıl deryam...” Hiç unutamadım ben bu sözünü. Sevdikçe sevildim. Ah, bir de beni içten içe kemirenlerden kurtulabilseydim!
Bir gün yine sofra başındaydık ailecek. Sakin sakin önümdeki yemeklerden atıştırıyordum. Anneciğim kendi yemiyor, basit bahanelerle; “Al Jale’ciğim sen ye, ne olur ne olmaz bana dokunabilir...” diyerek en sevdiklerimi önümdeki tabağıma boşaltıyordu. Vakur duruşuyla hep hürmet gösterdiğim Babacığım “Anlamadım bu anne kız muhabbetini...” deyince de gülüşmüştük. Zaten biz kolay kolay “Doymadık, biraz daha var mı?” diye sorup isteyemezdik, her ne hikmetse ayıp sayılırdı.
     ***
Aile hayatı gibisi var mıydı? Daha işin başında o günleri aramamı hiç de hayra yormuyordum. “Hep çocuk kalsaydım” dememin bir manası yoktu. Mazim aklıma geldikçe içim kan ağlıyordu. Meğer nimetin kıymeti elden çıkmayınca anlaşılamıyormuş. Anneciğimin her bir fedakârlığını, ne kadar da gizleseydi çabuk fark ederdim. Gözümden hiç kaçmazdı. Tabağıma sevdiğim yemekleri öyle cömertçe boşaltırdı ki almamazlık edemezdim. Biliyordum ki itiraz etsem daha çok üzülecekti.
Onların yanında huzur ve saadetten uçacak gibi olurdum. Canım anneciğimin, muhterem insan babacığımın takdirlerini almak için çok çalışırdım, bu yüzden olsa gerek okul hayatım oldukça muvaffakiyetlerle doluydu. Ailem benimle iftihar ederdi. Ta ki Tanju’ya tutulana kadar. Her ne hikmetse anneciğim ayak diretmiş, bu evlilik olmasın diye her yolu denemişti. Bende o basiret yoktu ki görebileyim. Her şey önüme tek tek dökülene kadar da anlamayacaktım. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.