Senin olmadığın bir günü düşünemiyorum anne!

Sesli Dinle
A -
A +

"Bir gün hatıra defterimdeki yazılarımdan birini okuyup yanıma gelmiştin. Muzip, yaramaz çocuklar gibiydin..."

 

 

 

Jale:

 

- Kız neler söylüyorsun? Çok fenasın çok! Nereden de aklına gelir böyle muzip şeyler?

 

- Her kız anneciğinden bir şeyler taşır, ben daha çokmuşum.

 

- Ne güzel seninle ortak taraflarımızın olması; sevgiler, hayaller ve hisler içinde olmak…

 

- Ben ne demeliyim? Şöyle bir düşüneyim de Canım Anneciğime yakışsın söyleyeceklerim. Hımmm! Ne güzel hiç düşünmeden sizinle konuşabilmek... En güzeliyse bize verdiğin sonsuz muhabbet, kuvvetli destek içinde rahat büyüyebilmek ve kim ne yaparsa yapsın bu sımsıcak yuvadan kopamamak. İnan ki evdeki huzur sensin anne. Senin olmadığın bir günü düşünemiyorum.

 

- Ben de sizsiz ne yapacağım bu dünyayı?

 

- Ah! Canım Anneciğim, hatırlar mısın? Bir gün hatıra defterimdeki yazılarımdan birini okuyup yanıma gelmiştin. Muzip, yaramaz çocuklar gibiydin. Sıkılarak yaklaşmış: “Ben bir şey yaptım güzelim...” demiş, tebessüm etmiştin. Bir hata yapıp eşyalarımızı karıştırdığını ve hatıra defterimi okuduğundan bahsedip sonrasında ise şunları ilave etmiştin: “Çok üzüldüm, benim kızım bu yaşta acılar yaşamış da benim haberim yokmuş ve yardım edememişim...” demiş, bana kol kanat gerip kuvvet vermiştin. Bütün samimiyetimizle sarılmıştık, sıkı sıkıya kaç kez…

 

- Anneler hep öyledir güzel kızım. Benimkisi de bana yapmıştı vaktinde, iyi günde kötü günde uzaktan gözü üzerimde olmuştu daima.

 

- Sen başkasın anneciğim! Kararlarımı hep bana bırakmıştın. “Nefise’m sen bilirsin. İtimadım nihayetsiz...” demiş ama kalbinin neden yana olduğunu da izah edip açıklamıştın her şeyi. Hayatta olabilecekleri yaşadığın tecrübelerin kadarıyla anlatmıştın. Nazikçe beni ikaz edip uyandırmış, fakat asla başka bir istikamete mecbur etmemiştin.

 

- Güzel kızım, hayatta mesuliyet sahibi olabilmenin mühim olduğunu, sonradan pişman olunacak şeylerin önceden yapılmaması lazım geldiğini bilmeyenimiz yok. Lakin iş tatbikata gelince hiç de kolay olmuyor.

 

- Siz de öyle yapmış bana geniş bir ufuk çizmiştiniz. Olması lazım gelenleri anlatıp durmuştunuz hiç yorulmadan. Verilen vazifeler yerine noksansız getirildiği müddetçe her yerde rahat edecektik. Bazı anneler kızlarına itimat edip güvendikleri hâlde çevreye, ahlaksızlara itimat etmezlerdi haklı olarak. Siz ise daha şuurlu yaklaşırdınız bize, hatalarımızı başımıza kakıp ezim ezim ezmek yerine dikkatli olmamızı, art niyetlilerin süslü cümlelerine kanıp aldanmamızı tembihlerdiniz her defasında.

 

- Eskiden beri olur olmaz emrivakilerden hoşlanmazdım Nefise’m. Rabbim akıl, izan vermiş, niçin onu kullanmayalım ki?

 

- Aynen Canım Anneciğim! Her şeye rağmen yine de kötü giden şeyler olursa “Canın sağ ya, Rabbim beterinden muhafaza eylesin…” derdin. Eğer kötü giden sağlığımsa “Allahü teâlâ kimseye dert verip derman aratmasın…” yok eğer zararı dokunacak şahıslar varsa etrafımda “Rabbim hep iyilerle karşılaştırsın” derslerimde kırık not almışsam “Hak teâlâ zihin açıklığı versin…” diye duâ ederdin. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.