Tatsız, tuzsuz mu konuşuyorum Efendim! Sizi üzecek bir şey mi söyledim yoksa?
Bu sözüme söyleyecek kelime bulamadı Sultan’ım. “Şöyle bir hareme uğrayıp geleyim…” dedi çıktı başı önde. Ben de yaptığımız sohbeti zihnimde mütalaa ettim, aklımda kaldığı kadarıyla. İlkin söze, çok kaba saba başladığımı, Halife’mizin bu çirkin hâlime nasıl hüsn-ü zan ettiklerini düşündüm, üstün meziyetlerine bir daha hayran kaldım. O makam ve mevkide ben olsaydım; bir meczubun imtihan eder gibi suâl sormasına, pervazsız cevap istemesine ne kadar tahammül edebilirdim bilemiyorum? “Demek ahiret derdi olanın hâli başkaymış…” dedim, bütün kalbimle duâ ettim.
Fazla beklememiştim ki bir tabak meyve ile çıkıp geldi.
- Behlül! Tatlı yiyelim tatlı konuşalım!
- Tatsız, tuzsuz mu konuşuyorum Efendim! Sizi üzecek bir şey mi söyledim yoksa?
- Az bile söyledin! Azgın nefsimin elinden ne çekiyorum biliyor musun Behlül?
- Ama Sultan’ım!
- Sultan olmasına sultanım da hâlâ bir İbrahim Edhem olamadım! Sadece iki kelimelik adam: Harun Reşid... Vay benim hâlime!
- Efendim malumunuz!
- Neymiş malum olan?
- Bu fâni dünyada peygamberlerden başka mükemmel insan yok, başka yaratmamış Rabbim!
- Zaten öyle birini de aramıyoruz Behlül.
- Muhterem Efendim! Hatasız, kusursuz insan arayan boşuna zahmet çekmiş olur, bulamaz!
- Ruh ikizi denilebilecek kadar muhabbetle dolu olsak da zaman zaman hayal kırıklığı yaşayabiliyoruz.
- Efendim! Böyle durumlarda hakiki muhabbetin olup olmadığı da ortaya çıkıyor. Muhabbetli olan su-i zan yapmıyor, hep hüsn-ü zan ediyor. Bu ruh hâliyle de bütün meselelerin üstesinden gelmeye istekli oluyor ve peşi sıra muvaffakiyetler geliyor bir bir. Hakiki muhabbet her şeyi taşır, sağlam olana dayanır ve neticede de muvaffak ve muzaffer olur!
- Hakiki muhabbet olup olmadığını nasıl anlarız Behlül?
- Efendim! Hakiki muhabbet; nasıl affettiğin değil, nasıl unuttuğun, ne gördüğün değil, ne hissettiğin, nasıl dinlediğin değil, nasıl anladığın ve nasıl bıraktığın değil, nasıl dayandığınla alâkalıdır.
- Yani?
- Hakiki muhabbeti olan, her fırtınaya yakalandığında gemiyi terk etmez Sultan'ım! Hakiki muhabbet ve hürmet sayesinde insanlarla beraber huzur içinde yaşarız, fırtınaları atlatmakta kuvvetli olur, maharetle de atlatırız tehlikeleri. DEVAMI YARIN