"Yaratan bu dünyayı imtihan yeri olarak yaratmış Jale..."

A -
A +

Doktor Nefise:

 

- Bence de olmaz. Tuttuğun takım yenilir bir daha gülemeyeceksin sanırsın, sevgilin durduk yere terk eder, bir daha kimseyi onun kadar sevemeyeceğini sanırsın, imtihandan geçemezsin, hayatın kaydı sanırsın, en yakının ölür, nefes alamayacaksın sanırsın, hastalığa yakalanırsın bir daha hiçbir şeyin aynı tadı veremeyeceğini düşünürsün… millet olarak böyleyiz…

 

- Çok gülüp keyiflenenler de var!

 

- O ayrı bir mevzu Jale Hanım. Bariz şekilde insanı yoktan yaratan ilahî kuvvet ve kudret sahibi Yaratıcımız bu dünyayı İMTİHAN yeri olarak yaratmış.

 

- Ne vakte kadar imtihan? Öyle karamsar ve de kötü şeylerden bahsedip konuşmak da istemem, Allah affetsin beni!

 

- Tabii haklısın! Dermansız dert zor, oldukça da kötü bir şey. “Bir benim derdim büyüktü. Ailecek hepimizin başını önümüze eğdi!” havasından kurtulamıyoruz.

 

- İşte özetledin gitti bu meseleyi aynen anlattığın gibi.

 

- Sık sık ekranda gördüğümüz şu meşhur simalar var ya aklım almıyor, gülmekten ağlamaya vakit bulamıyorlarmış gibime geliyorlar.

 

- Hep öyle görünürler. Unutmayalım ki her insanın bir günü, yirmi dört saattir. Biz ekranda, en fazla birkaç dakikalık keyifli hâllerini görüyoruz, aklımız veya mantığımız onu, o sanatçının bütün günlerine, hatta ömrüne yayarak “hep öyleymiş” gibi hayal ediyor. Çünkü kötü, acıklı, hüzünlü taraflarına şahit olmamışızdır.

 

- Demin de dile getirmeye çalıştığım gibi biri değil ki gördüklerimin hepsi de öyle. Her zaman ve her zeminde oldukça şen şakrak ve gülücükler dağıtıyorlar etraflarına.

 

- Tıpkı film sahnelerindeki gibi. Birçok filmde göze çarpan hadiselerden kesitler bunlar. Doksan dakikalık filmde birkaç saniyelik debdebeli sahne… Gerçekte bunların hayatlarından çok memnun olduklarını görmüşlüğüm, duymuşluğum yoktur. İçlerinde hüzün, keder ve yırtınırcasına ağlama varken, hislerini dışarıya belli etmemeye çalışırlar. Şöyle ki, karakter içini çekerek derin derin gülmeye başlar, yalnız bu iç çekişler giderek daha da derinleşir ve ufak hıçkırıklara dönüşür ama biz hâlâ onu gülüyor sanmaya devam ederiz. Bu sırada gözler de aşağı doğru süzülür ve ilk gözyaşlarıyla birlikte ağlama fazına tamamen geçiş yapılmış olur. Umutsuz bir anda “güleriz ağlanacak hâlimize” motivasyonuyla başlanılıp “ağlarız gülünecek hâlimize” motivasyonuyla da son bulur. Bu ve benzeri sahneleri hakikaten hayatlarında devamlı yapan varsa ben onlara hakkımı ve mirasımı şimdiden helâl ediyorum.

 

- Büyük bir iddia! O kadar kesin konuşuyorsunuz ki Doktor’um. Acabalara zerre kadar yer kalmıyor.

 

- İnanmak bunu icap ettiriyor Jale Hanım. Ölçümüz sağlam elhamdülillah. Sathi, kısır dedikodular, aciz kul aklı ile hareket edip çürük tahtalara basmıyoruz farkındaysanız. İnsan ne kadar zeki, çokbilmiş olsa da kaynağı sağlam değilse netice de ona göre oluyor. Çürük tohumdan sağlıklı ürün elde etmek kolay değil.

 

DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.