"Yılmaz'a yardım etmek istiyorum öğretmenim"

A -
A +
"Hayrola Aliciğim! Herkes, zil çalar çalmaz fırladı, sen hâlâ yerinde sayıyorsun!"
 
Çocuklar, bir an önce sınıftan çıkmak için sabırsızlanırken, Ali ağırdan alıyordu... Güya tam hazırlanamamış da toparlanmaya çalışıyordu. Gecikmek için elinden geleni yapıyor, masayı siliyor, yerden kâğıtları topluyor, çöp sepetine atıyor, basit şeylerle oyalanıp meşgul oluyordu.
Ali, ağır ağır eşyalarını toplarken bir yandan da göz ucuyla öğretmenine, oradan da sınıfa bakıyor, arkadaşlarının tamamen çıkmasını, hocasıyla baş başa kalmasını bekliyordu. 
 Tecrübeli öğretmeni, onun bu ağırdan alma hâlini fark edince:
- Hayrola Aliciğim! Herkes, zil çalar çalmaz fırladı, sen hâlâ yerinde sayıyorsun! Yoksa eve gitmeyecek misin?
- Şey!
- Ney? Anlaşıldı, senin benimle bir işin var! Söyle, çekinme!
Ali, göz ucuyla sağına, soluna bakındı. Son arkadaşının da sınıftan çıktığından emin olunca cevap verdi:
- Müsaade ederseniz sizinle hususi konuşmak istiyordum efendim.
- Peki Ali! Gel yanıma. Ne söyleyeceksin bakalım?
- Öğretmenin; bizim sınıftaki çok konuşan Yılmaz arkadaşım var ya…
- Evet, ne olmuş Yılmaz’a?
- Durumları iyi değil galiba. Beslenme saatinde hep onun bunun çantasına bakıyor. Belli ki bir şeyler koymuyor annesi.
- Olabilir Ali. Her çeşit aile var memleketimizde. Eee?
- Efendim, ona yardım etmek istiyorum.
- Nasıl?
- Gücüm yettiği kadar tabii. Ama benden bilirse üzülür.
- Nasıl yardım edeceksin Ali?
- Biriktirdiklerimi vereceğim... Düşündüm taşındım iyice…
- Yani hesabını yaptın.
- Evet, günde bir simit parası biriktirebilirim. Onları her hafta sonu versem, siz de ona, "Okul Aile Birliğinin hediyesi” olarak verseniz?..
Nuri öğretmen, bu güzel harekete ne diyeceğini düşünürken o, alelacele cebinden çıkardığı bir avuç bozuk parayı masasının üzerine “şangırt” diye bırakıverdi. 
Bir önündekilere, bir Ali'nin yüzüne bakan öğretmen, paraya hiç dokunmadı. Dudakları titredi, gözleri doldu, göstermemek için de uzaklara baktı. Ne diyeceğini şaşırmıştı. Sandalyesine yaslanıp öyle kalakaldı bir müddet. İlk tanıştıkları gün; “Rahmet olup canlı, cansız her varlığın üzerine yağacağım” diyen çocuk, şimdi neler söylüyordu? Bu nasıl bir yürekti?
Ali, hakkındaki bilgilerini hafızasından tek tek geçirdi. Bildiği kadarıyla, onların da durumu hiç de iyi değildi. Bu çalışkan ve sevimli talebesi, ne kadar ince ruhlu, güzel kalpliydi. Fevkalade iyi niyetli ve pek yüksek düşünceliydi… DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.