Ogüzel bahar ayının iki şanssız günü vardı, 1 Mayıs ve 27 Mayıs. 1 Mayıs ihtilal heveskârlarının günüydü, 27 Mayıs darbecilerin. İkisini de 12 Eylül tarihin çöp sepetine attı. Bir darbe, tahayyül edilen bir ihtilalle kanlı bir darbeyi bayram yapan sadistliği ortadan kaldırmıştı. 1 Mayıs Bahar Bayramıydı. Daha sonra bu isme işçi kelimesi de eklendi. Fakat 1965-1980 arası 1 Mayıslar öylesine dehşet günleri oldu ki hadisenin baharla, bayramla şenlikle kutlamayla alakası kalmadı. 1 Mayıslarda Taksim Meydanı başta olmak üzere şehirlerin hayat alanları komünist ihtilalcilerin korku salan eylemlerine sahne olurdu. Komünist sendikacılar zorla işçileri toplar, komünist talebe teşkilatları mankurtlaşmış talebelerle gelir, marjinal partiler onlarla omuz omuza olurdu. Kızıl bayraklar açılırdı. Marx, Lenin, Stalin, Mao, Enver Hoca ve komünist talebe liderlerinin resimleri taşınırdı. O günlerde Taksim de öteki şehir meydanları da boşalırdı. Etraftaki dükkânlar kapanırdı. Hatta şehirler boşalırdı. Üstlerde haki renkli militan parkaları vardı. Bıyıklar sarkık, kaşlar çatık, sıkılmış sol yumruklar havadaydı. Bu havada Enternasyonal başta olmak üzere komünist marşlar söylenir, kin kusan sloganlar atılırdı. İşçi-Köylü iktidarından söz edilirdi. İlk yabancı sermaye bu yüzden kaçtı. Bu yüzden birçok işçi ve talebe hayatını kaybetti. Birçok genç ya üniversiteye kaydını yaptırmadı veya kaydını sildirdi. 27 Mayıs darbesinden sonra yapılan '61 Anayasasının reaksiyona dayalı boşluğundan istifade ederek fırsat yakalayan Kürtçüler, bugünlerde eylemcilere katıldılar. Sovyetler ayakta, Mao hayatta, Demirperde yerinde Soğuk Savaş gündemdeydi... 1 Mayıs bütün dünyada efendice kutlanırken bizde kan akan ihtilal provalarına dönüşmüştü. Resmettiğimiz manzaranın mozaik parçaları vardı. Leninci komünistler, Maocu komünistler, Enver Hocacı komünistler, Kürtçü komünistler, mezhepçi komünistler. Düzeni değiştirecek sonra da kendi aralarında hesaplaşacaklardı. İşçiye insanca yaşama şartları temin edileceğine onun hayat şartlarına aldırış edilmeden işçi üzerinden ideoloji bezirgânlığı yapıldı. Sendika liderliği sendika ağalığına dönmüştü. Bu adamlar tek başına 20-30 işçinin maaşını alıyorlardı. 1 Mayıs dehşet günleri bazılarının hâlâ hayallerinde. Halbuki o günler, bugün bazıları için pişman eden berbat hatıralardır. Fakat pişman olanlar değil, 1 Mayıslardan şahsi veya ideolojik menfaat umanlar tekrar sahnede. Şimdi '60'larda 70'lerde kalmış olanlar, 1 Mayısları yine karıştırma planındalar. İşin kötüsü artık kimse "komünistler Moskova'ya" diye de bağıramayacak. Çünkü Komünist Rusya liberal oldu. Eski demirperde devletleri, NATO veya AB aday ülkesi. Çin ekonomide liberal. Köprülerin altından çok sular aktı. Bizde ise bazıları düne takılıp kalmış. Bayram ve kan, kutlama ve bölücülük nasıl yan yana gelir? Ortada ideoloji varsa olur. İdeoloji için her yol mubahtır. Bazıları 1 Mayıslara takılıp kalmış. "Tıpkı bozuk plak gibi" diyeceğiz ama yeni nesiller plak nedir bilmiyor!..