Köklü değerlerimiz, "Vatan, Millet, Sakarya" denerek bazı şom ağızlarca alay mevzuu yapılır. Ya böyle denir veya "vatan millet-edebiyatı" diye sözde küçümseme edaları gösterilir. Ortaya yeni övünme sebepleri koymadan sırf geçmişe dayanmak tabiatiyle eksiktir. Ancak bunları toptan reddetmek de dostluk değil. Vatan'la alay ederek bu kavramı yok etmek, dünya vatandaşlığını ön plana çıkartmak, milletle alay ederek alt kimlikleri, ulusları ön plana almak, Sakarya ile alay ederek Anadolu'yu yüz üstü sürünmeye mahkum kılmak kötülüklerin en büyüğü. Hedef basittir... Vatansız, milletsiz ve Sakarya'sız kalmamız. Bu sinsi bir idealdir. Elbette böyle konuşan herkes bu fikirde değil. Ama gafiller, hainlerin maşasıdır. Mesele öylesine yozlaştı, kıymetler öylesine aşındırıldı ki "vatan ve millet" dediğinizde bazı ablak yüzleri neş'e bürümektedir. Onlar için bu kelimeler Temel fıkrasına eş olmuştur. Eğer bu topraklarda her sene binlerce genç İslamiyet'ten çıkarak din değiştiriyorsa, binlerce genç vatan aşkından kopuyorsa, millet, medya öncülüğünde sür'atle dejenerasyona gidiyorsa bahsettiğimiz ve benzeri ince çalışmaların rolü büyüktür. Onun için hem vatan, hem millet, hem Sakarya... Ve hem de... Ağustos diyoruz. Ağustos ayı, Türkün fetih ve diriliş ayıdır. 1071 Büyük Fetihtir. Anadolu kapıları bu fetihle ebediyyen Türk'e açılmıştır. Devlet-i ebed müddet mayası 1071'le Sakarya'ya çalınmıştır. 1922 İse diriliştir. Emperyalistler, Sevr tasallutu içindeyken, işte o alay konusu yapılmak istenen millet, her türlüğü yokluğa rağmen Malazgirt'ten Sakarya'ya, Tuna'dan Yemen'e bu mübarek vatan topraklarının her karışında ter dökmüş, devleti ebed müddet fikrinin devamı için on binlerce şehid ve on binlerce gazi vermiştir. Toprağı sıksan şüheda fışkıracağı tesbiti sadece bir şair teşbihi değil, hakikatin tâ kendisidir. Eğer bunlar hamasetse yaşasın hamaset. 26 Ağustos 1071 Cuma... 26 Ağustos 2005 Cuma... Bu ne muhteşem tarih. Bir düşününüz, 1000 Yıl aynı topraklarda vatanım diye yaşıyorsunuz. Öyleyse... 2071 Hedefiniz nedir? 1453, 1071'i tamamlayıcı unsurdur. 2071'e gelince; bu tarih, Türkün tekrar cihan devleti rüyasının gerçekleşme takvimi, Sakarya'nın ayağa kalkma zamanı olmalıdır... Öyleyse: Okullarda genç kalblere bu aşkı yerleştirmeyen milli eğitim müfredatı neye yarar. Bu aşkın peşindeki müfredat da öğretmen de bakan da baş tâcımızdır.