ABD ile düşman mıyız?

A -
A +

Amerika Birleşik Devletleri ile düşman değiliz. Düşman da olmamamız lazım. Bırakınız düşmanlığı, dostluk bozulmamalı. Düşmanlık akıl kârı değil. Hangi düşmanlıktan kim ne kazanmış? Türkiye bir taraftan daha düne kadar etrafını çevreleyen düşmanlıkları dostluğa kalbetme gayretinde iken diğer taraftan bin türlü iş birliği içinde olduğu ABD ile düşman olamaz. Peki münasebetler neden tatsız, hatta gergin, hatta diş gıcırdatır hale geldi? Kaval çalmasını bilmeyen çoban sürüye kurt getirirmiş. George W. Bush Türk-Amerikan dostluğunu böylesi kekremsi duruma soktu. Buradaki ayrıntıya dikkat etmek gerekir. Bir memleketteki bir yönetimle o memleketin kendisini, devletini birbirine karıştırmamalı. Sadece Türkiye'de değil, dünyanın birçok ülkesinde Amerikan aleyhtarlığı yükselişte. ABD'nin de dünyanın da şanssızlığı şurada: Bill Clinton gibi karizmatik bir liderden sonra Amerika'nın başına George Bush gibi psikolojik baskı altındaki bir politikacı geldi. Nedir o psikolojik baskı? Bush, kendini babası Bush'u aşma zorunda gördü. Çünkü mahkeme kararıyla seçim kazanmıştı. Başkanlığı hak ettiğini, oraya layık olduğunu isbat ihtiyacındaydı. Bunu da babasının yapamadığını yapmak suretiyle gösterecekti. Babası Bush, ilk Körfez harekâtında Saddam Hüseyin'i devirememişti. Yeni Bush, Saddam'ı devirecekti, bu hedefe kilitlenmişti. Hedefe giden her yol mubahtı. Onun için nükleer silah masalı okundu. Varılan nokta ise ortada. Bush desinler için ortalığa dökülmüştü. Öfkeyle kalkmıştı. Zarar işte ortada. Gençler ölüyor. Ekonomiler de beraber ölmekte. Irak'ta bugün ölü sayısı 100 bin civarındadır. Bir o kadar da ilk savaşta öldü. Dünya Güney Asya'ya ağlıyor ama savaş tsunamisi Irak'ı 10 yıl arayla iki kere vurdu. Harekât bölgeye bir de siyaseten zarar vermekte. 1 Mart tezkeresi geçmedi diye Bush'un tepesi attı. Bu defa da kendini yeni bir psikolojinin buhranına kaptırmıştı. Türkiye'yi cezalandırma hevesinde. Kafaya çuval geçirmeler, Kürtlere amorti bilet uzatmalar vs. ondan. Fakat Türk devleti akıllı davranmak mecburiyetindedir. Eksi ve artılar soğukkanlılıkla tesbit edilmeli. Bush'un kötü yönetimi yüzünden ABD ve komşumuz, din kardeşimiz, akrabamız, dünkü vatandaşımız Kürtlerle aramızı bozamayız. Kızan kaybeder. G.W. Bush'un kaybı kızmasından. Amerika kaybetti, daha da kaybedecek. Bize düşense ikna politikası gütmek. En küçüğünden en büyüğüne bütün muhataplarımızı ikna edeceğiz. Kerkük, petrol, Kürt devleti, sünnilerin yönetime katılması gibi her hususta. MGK'nın teklifi isabetlidir. Kürt parlamentosuna "kontenjandan" vekil, kabineye dışarıdan bakan tayin edilebilir. Sünnilerin Anayasayı hazırlayacak komisyona girmesi de mümkün. Bu teklifi resmi politika haline getirebiliriz. Kerkük konusundaki isteğimiz belli, istisnai statünün korunması. Kürtlerin federe devletine de bir şey demiyoruz. İstek ve tekliflerimiz gayet makul. Barış taarruzu ile bu makul teklifleri herkese anlatmalıyız. Şu veya bu nisbette savaşa bulaşmış bir Türkiye, AB ile müzakerelere başlayamaz. Kimse masaya oturmaz. İç piyasa ile savaş, dış piyasa ile diplomasi yapılmalı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.