ABD'de dehşet

A -
A +


Önce Boston'daki bir koşuda âniden bombalar patladı, şairin "Pencereye koştum kızıl kıyamet!" dediği misal ortalık ölenler, yaralananlar, kaçışanlarla bir dehşet manzarası.

Kim, niçin spor yapan insanlara saldırır?
Hazır şablon itham bellidir "el Kaaide!!!" O mu, başkaları mı, kim? Başkan, önce temkinli davrandı, "terör" demedi. Emniyet de
"hüküm vermekte acele edilmesin!" ikazında bulundu. Bu tavır, Washington'ın teröre bakışında hissi davranma dönemini arkada bıraktığına işaret sayılabilir.

Bunlar dendi ve görevliler, failleri aramaya koyuldu. Bu arada meçhul suçlular boş durmuyorlardı. Bir senatöre zehirli mektup gönderildi. Aynı mektuptan bir tane de Barack Obama'ya gönderildi. Polis, failleri araştırıyordu. Emniyet, iz peşinde olmaya devam ededursun, Amerikalı, bir başka saldırıyla dehşete kapıldı. Bu defa Texas'ın bir şehrindeki bir fabrikada kundaklama yapılmıştı. Manzara aynı: Yine ölenler ve yine yüksek sayıda yaralananlar. Yine fail veya faillerin hüviyeti belli değil. Saldırı, zehirli mektup ve kundaklama arka arkaya gelirken resmî makamlar, olabilecek bütün ihtimalleri göz önüne almaktalar:

Failler, radikaller, işsizlikten bunalmışlar, İslam düşmanları vs olabilir. Hemen "terörist Müslümanlar" ucuz suçlamasına kaçmadan ihtimallerin soğukkanlı bir biçimde çoğaltılması isabetli sonuç alınması bakımından yerindedir.
Ancak, bu hadisede hadise kadar sorgulanması gereken bir başka taraf daha var? Dünya, ABD'de istihbarat teşkilatı olarak, CIA ve FBI'yı bilir. Ama oradaki istihbarat teşkilat sayısı, 2 değil 80 kadardır. Haydi bunların sadece yarısı işe yarar olsun. Herhalde 50 bin civarında istihbaratçı çalışıyordur. Bu kadar çok teşkilat ve binlerce sorumlu ve neticede fütursuzca işlenen terör cinayetleri! Sorgulanması gereken asıl taraf burasıdır. Zira o kadar istihbarat ve emniyet teşkilatına rağmen ortada ciddi bir güvenlik zaafı vardır:
Acaba bu zaaf, şundan mı doğdu?
11 Eylül bir ezber, bir zihin tembelliği getirdi. Bir yerde balon bile patlasa damga hazırdı: "Müslümanlar!.." 11Eylül'den sonra Müslümanlar, Amerika'da büyük bir mânevi baskı yaşadılar. Sonraki kanlı, ölümlü olaylar gösterdi ki gerçek farklı. Bu suçları pekâlâ Hıristiyan Amerikan vatandaşları işlemekteler.
Yaşanan kanlı eylemleri, sivillere karşı kim, ne maksatla yaparsa yapsın onlar, adi suç değil, terördür. Terör, halkta dehşet ve korku meydana gelmesini ister. Huzur, berhava edilir. Bir fiile "terör" denmesi için illa bir terör örgütünden çıkması şart değildir.
Son saldırıların zamanlaması dikkat çekiyor:
Uzun senelerdir ekonomik sıkıntı ve dolayısıyla işsizlik buhranı yaşayan, bütçe bile yapamayan Amerika Birleşik Devletleri'nde İsrail'in Türkiye'den özür dilemesi ve bu iki devlet ilişkilerinin düzelmeye yüz tutması üzerine piyasalar ümit vaad edince bu kanlı eylemler görüldü.
Bu bir tesadüf müdür?
Diğer sorularsa şöyle:
Fail kim?
Hedef ne?
Hedef, Amerikan piyasası mı, Obama mı, yabancılar mı, Müslümanlar mı?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.