ABDULLAH GÜL

A -
A +

Cumhurbaşkanı Sn. Tayyip Erdoğan'ın 11. Cumhurbaşkanı ve dâvâ ve gönül arkadaşı Sn. Abdullah Gül'ün milletvekili adaylığı mevzuunda "isabetli olur, hayırlı olur" demesi üzerine muhalefet, buradan çıkışla Başbakan Sn. Ahmet Davutoğlu'nu vurmaya çalıştı. Hakan Fidan'ın adaylığında da Sn. Davutoğlu'na rekabet neticesi devşirmeye çalışmışlardı.

Kanaatimiz o ki Sn. Gül, kurucusu olduğu partisinde siyaset yapmaya devam için evine gelecektir. Bunun iki temel sebebi vardır. Birincisi herkesçe bilindiği gibi yaşı gençtir. İkincisi ise kazandığı müktesebatı, yani bilgi ve tecrübe birikimidir.

Abdullah Gül, iktisat hocasıdır. Yüksek seviyede İngilizce ve Arapça bilmektedir. 1983'ten itibaren Türkiye'nin de üyesi olduğu ve merkezi Cidde'de bulunan İslâm Kalkınma Bankası'nda çalışmıştır. 1991'den Cumhurbaşkanlığına seçilene dek TBMM'de yer almıştır. Devlet Bakanlığı, 10 yıl boyunca Avrupa Konseyi Parlamenterler Birliği üyeliği, Başbakanlık, Dışişleri Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı yapmıştır. Cumhurbaşkanlığı esnasında bir kere bile sıkıntıya sebebiyet vermeden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la birlikte ahenk içinde çalışmıştır.

Sn. Gül, bir itidal adamıdır. Kelimenin tam mânâsıyla devlet umuru görmüştür. Ancak asırlar içinde bir kişiye Bakanlık, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı nasip olur. Böylesi bir nasiple nasiplenmiştir.

Böylece geniş bir bilgi birikimine sahip olmuştur. O birikimin bir kenarda durması memleket için bir kayıp olur. Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan, meselenin farkındadır. "Aday olması hayırlı olur" derken bu "hayırlı olur" kelimesini tesadüfen kullanmamıştır. "O zenginlikten millet ve devlet faydalanır" demek istiyor. Bunu muhalefetin anlamaması belki kasıttan ziyade yetişme tarzı farkındandır. Bu yüzden hemen Sn. Davutoğlu'na rekabet üzerinden konuşmaktalar. Abdullah Gül, Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu... bizler, aynı pınarlardan beslenmiş nesilleriz. Kumaşımızda muhabbet, kardeşlik ve fedakârlık vardır. Çelme takma fitnesine tenezzül etmek yerine, omuzlarımızı kardeşimizin ayaklarına basamak yaparız. Bizim aldığımız aile ve dâvâ ahlâkı, karakterimizi böylece yoğurmuştur.

Abdullah Gül'ün Ak Parti'de illa icracı olması şart değildir. Partideki, gruptaki varlığı, bilge kişiliği, akıl danışılacak, istişare edilecek ağabeyliğiyle hem partisine ve hem de  TBMM'ne değer kazandıracaktır.

Bu böyle olduğu gibi asıl daha büyük ufuklar da var:
Şimdi yazacağımız fikrin geçmiş yazı ve konuşmalarımızda bulunması mümkündür. Düşüncemizi bir bayram ziyaretinde Sn. Gül ile de paylaşmıştık. Abdullah Gül, bugün Türkiye'nin bir dünya markasıdır. Bizim dünya ligine çok sayıda isim çıkartmamız lâzım.  Sn. Gül'ün BM genel sekreteri olmaması için hiç bir sebep yoktur. İİT/İslam İşbirliği Teşkilatı, ölü günlerini yaşamaktadır. Onun ayağa kalkması bir şahsiyet dokunuşuyla mümkündür. NATO genel sekreterliği, AK/Avrupa Konseyi Başkanlığı hep 11. Cumhurbaşkanımızın yapabileceği vazifelerdir.

Böylesine bir yetişmiş isme, "Cumhurbaşkanlığı da yaptın, sen bundan böyle evinde otur" demek yanlış olur.

Bu vesileyle anayasadaki iki eksikliğe bir kere daha temas etmeliyiz. Yapılacak yeni anayasada telafi edilmelidir:

1. Eski Cumhurbaşkanları, Başbakanlar... gibi bazı isimler için parlamentoda bir kontenjan kadrosu olmalıdır. Meclis mevcudunun yüzde 3'ü devlet umuru görmüş isimlere tahsis edilebilir.

2. Mevcudun yüzde 5'i de Türkiye Milletvekili olabilir. Bunlar da hayat umuru görmüş bilge ve müktesebat sahibi vatandaşlardır. Türkiye, milletvekilleri seçime girmezler, onları Başbakan, Meclis Başkanı ve Cumhurbaşkanı üçlü imzayla tensip eder.  
 
*
NOTLAR:
 
1. Evlatları arasında söz kesilmesinden dolayı Gül ve Karadere aileleriyle Ahmet Münir Gül ve Zehra Ayşe Karadere'yi tebrik ediyoruz. Allah, tamamına erdirsin.
 
2. Dileyenler yazı, konuşma ve tv programlarımızı facebook, twitter ve yakında adımıza açılacak web sayfasından da takip edebilirler.
 
3. Aday adaylığım için değişik internet gazetelerindeki oylamalarda bize yoğun teveccüh gösteren herkese kalbi şükranlarımı arz ediyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.