AB'nin huysuzluğunu anlamalı

A -
A +

AB dışişleri bakanlarının Brüksel'deki toplantısından korkulacak bir karar çıkmadı. Şüphesiz ki dört başı mamur bir netice de değil. Bakanların vardıkları ortak fikir 3 ana noktada toplanıyor. 8 madde askıya alınmış oldu. 26 maddede müzakereler devam edecek. Ocaktan itibaren KKTC'nin tecridden kurtarılması için teşebbüse geçilecek. AB dönem başkanlığı Kıbrıs'ta BM hakemliğinde nihai çözüm için deklarasyon yayınlayacak. 8 maddenin askıya alınması buruk haber. Diğerleri şayet sözlerinde dururlarsa fena haber değil, hatta gayet iyi. AB güzergâhımız bir kere daha açık ve net olarak anlaşılmıştır. Taşlı, dikenli bir yol. Kolay yol değil. Çevre yolu değil. Bu olan bitenleri sürpriz kabul edemeyiz. Müzakerelerin böyle gideceğini hep beraber tahmin etmiş, yazmış ve konuşmuştuk. Şimdi tahminlerimizin doğru çıktığını görüyoruz. Benzer zikzaklarla daha çok karşılaşacağız. Hadise büyük, onun için sancı da büyük. Bu fiilen medeniyetler ittifakıdır. Siyaset buluşmasıdır. Kültürler tanışmasıdır. Ayrı, apayrı ve daha üç çeyrek asır evvel düşman olan milletlerin ortaklık arayışıdır. "Anne Türkler geliyor!" diye büyüyen nesiller bu defa "baba Türklerle ortak olalım mı?" sorusunu sormaktalar. Vaziyet, bir hafta öncesine göre daha rahattır. Bir hafta evvel bir ânda müzakerelerin duracağı şeklinde bir hava yayılmıştı. Şüphesiz ki böyle bir hava en fazla hükümeti tedirgin eder. Hükümet, AB'nin öngördüğü reformları yapmak, müzakere tarihi almak ve müzakereleri başlatmakla yüksek puan toplamıştı. Şimdi ise üstelik tam da seçimlere giderken gerisin geri başlanan noktaya gelseydi bu defa da puan kaybedecekti. Evet, şimdi her ne kadar tam arzu edilen gibi bir netice alınmasa bile sonuç mühimdir. Sonuçta müzakereler devam ediyor. En kötü olarak kabul ettiğimiz 8 madde dahi bir anlamda diğer maddelerin halledilme şartına bağlanmıştır. Her ne kadar Brüksel'den gelen haberi, bazıları "deve" bazıları "kuş" olarak tarif etse de bu haberi bu şekilde okumak gerekir. Bakılacak tek ölçü var: -Müzakereler devam ediyor mu? -Evet! O halde mesele yok. Tren kazası konuşulurken, kazanın olmadığını görmek sevinilecek olay değil midir? Laflarının, tavırlarının blöf tarafını, şantaj olanlarını gözden kaçırmamalı. İçerde sertleşmelere sebebiyet verse de liman, alan açacağız sözü bile böyle bir yumuşamaya sebep oldu. Almayıp da ne yapacaklar? Alacaklar. Ancak hırpalamak, törpülemek, munis hale getirmek istiyorlar. Bir de Avrupa, AB'nin gerçekten devlet politikası olduğuna inanmak istiyor. Türkiye'de iktidar kim olursa olsun AB hedef mi değil mi? Bu noktada da muhalefete hizmet düşmekte.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.