Sadece 80 sene evvel "Irak" diye bir devlet yoktu. Belki bu zoraki yapılandırma faaliyetinde yine olmayacak, en azından bugünkü şekliyle olmayabilir. 80 Sene evvel bu bölgede Bağdat Vilayeti, Basra Vilâyeti, Halep Vilayeti gibi vilâyetler vardı. Kerkük, Musul benzeri yerler de bu vilâyetlere bağlıydı. I. Cihan Harbi'nde o vilâyetleri kaybettik. Bağdatlar, Kerkükler elden çıktı. Evvelsi gün Bağdat'ta beklenen son tecelli etti. Saddam Hüseyn'in heykelleri devrildi ama kendisi ve ekibi yok. Üsame bin Ladin ve adamları gibi. Muhtemelen onlar da bulunamayacaklar. Amerika, adamlarına bu kadarcık olsun vefa gösteriyor. Bağdat'ın düşmesi Kuzey Irak'ı hareketlendirdi. Kürt milis kuvvetleri -peşmergeler- dün ABD kuvvetlerinin himayesinde Kerkük'e girdiler. Yarın belki Musul'a da girerler. Onların Kerkük'e girmesiyle dikkatler bölge üzerinde hak sahibi olan Türkiye'ye döndü. Ankara, böyle bir gelişmeye müsaade etmeyeceğini kesin bir dille defalarca açıklamıştı. Ne var ki peşmergeler oraya yalnız girmediler, Amerika götürdü. Şimdi Ankara'nın işi biraz daha zor. Ne yapacak? İki ses yükseliyor: ABD yetkilileri "peşmergeler Kerkük'ten çıkartılacak" diyor. Sormalıyız. Çıkartacaktıysanız neden götürdünüz? Türk yetkilileriyse bir temenniyi seslendiriyorlar. "ABD'nin sözünü tutacağına inanıyoruz". Sanki ABD daha evvel diğer sözlerini tutmuş gibi. Peşmergelerin oradan çıkartılacaklarına dair beyanlara inanmak hayli güç.. 3'lü nüfuz alanı görünmekte. Basra ve etrafı İngiliz nüfuzunda, Bağdat ve etrafı ABD nüfuzunda. Kerkük, Kürtlerin nüfuzunda. Petrol kuyusu Musul için ayrıı bir statü çizilebilir. Neticede Türkiye, 80 sene evvel kaybettiği yerleri bir kere daha kaybetmiş görünüyor. fakat şu unutulmasın... Bir çok kazanç, her şey kaybedildiği zaman ele geçer. Yılmamalı. Bu uzun bir tarih koşusu.