Afganistan'da aranan

A -
A +

Bedr'den Afganistan'a kadar din, devlet, millet ve haysiyetimiz için hayatlarını veren azîz şehidlerimize rahmetler diliyoruz. Allah yolunda Peygamber sevdasıyla ölenler elbette ölü değildir. Onlar diridirler fakat biz, bu gerçeği gözle göremeyiz. Türk Milleti'nin İslâm sancağını devr alıp dünya sahnesine çıktığından bugüne dek şehîd vermediği zaman hemen hemen yoktur. O'nun şehîd verme sebebi, î'lâyı kelimetullah gayesi ve 'lâ ilâhe illâllah, Muhammed'ür resulullah!' mutlak sözüne halel getirmeme azmidir. Bu söz, parçalanmaz, bölünmez ve ortak kabul etmez. Temsil şerefini Osmanlı'nın zirveye taşıdığı Türk milleti de İslam'a hizmet için mevcuttur. Bunun böyle olduğunu müfessirler/Kur'an-ı kerîmi yorumlayan âlimler, haber vermektedirler. Osmanlının, son vazifesi Sevgili Peygamberimiz'e -sallallahü aleyhi ve sellem- muhafızlık şerefiydi. Mehmedcik, o gün İngiliz'i Harem'e yaklaştırmamak için çelik bir duvar olmuş, günler süren kuşatma karşısında Medine müdafiî Fahreddin Paşa'nın talimatıyla çekirge yiyerek hayatlarını idame ettirebilmişti. Aynı tarihte aynı ordudan bir bölük de Ayasofya etrafında dizildi. İslamın kökünü kurutmada kindar İngiliz, hem Medine'de ve hem de İstanbul'daydı. İşgal kuvvetlerinin ideali Ayasofya'yı alıp kilise yapmaktı. Mağdur Padişah ve son Halife Sultan Mehmed Vahideddin askere şu mealde talimat verdi: -Şayet düşmanın emeline varma tehlikesi doğarsa mabedi kundaklayarak berhava ediniz! Bu milletin varlık hikmetini idrak etmeden Afganistan anlaşılmaz. Bugün 'Afganistan'da ne işimiz vardı?' diye soran zihniyet, dün de Yemen'de ne işimiz vardı? diyordu. Bu gaflet, 'İstanbul'da ne işimiz vardı?', 'Malazgirt işgaldir! diyenleri yetiştirmeye kadar gitti. Bu suali soranlar, acaba Afganistan'daki diğer irili-ufaklı 49 ülkeye de aynısını sormayı hiç düşündüler mi? Rusya'nın, Çin'in Suriye'de, İngiltere'nin, Fransa'nın Libya'da, İngiltere'nin Kıbrıs'ta...ne işi var? Üstelik Afganistan, mazlûm bir halktır. Üçte biri Türk olmak üzere tamamı Müslümandır. Kuzeyli ve batılı emperyalizm, yeraltı ve yerüstü kaynakları sebebiyle bura insanını kobay haline getirmiştir. Büyük devlet misyonumuza dönüyoruz. Yeniden dünya sahnesindeyiz. Bedelsiz büyüme olmaz. Şahadet, bedeldir. Ahmet Davutoğlu, çok veciz şekilde ifade etti: -Şahadet, tarihe konan ağırlıktır!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.