Ağrı Dağı'nın yüzde 65'i Iğdır'da. Iğdır, genç illerimizden biri. Şu mevsimde Kars'tan giderken harika bir kar manzarasıyla karşılaşıyorsunuz. Rüzgâr, arabanızın önü sıra karları savurarak sizinle oynuyor gibi. Çevreyse dağ-tepe-ova alabildiğine beyazlık. Tabiat bu şekilde sürüp gidecek sanıyorsunuz. Bir saat sonra Iğdır'a girerken her şey değişiyor. Sanki Çukurova'dasınız. Bu kadar yakın mesafede bu kadar zıt iklimleri yaşamak büyük bir zenginlikken Türkiye'nin çoğunun bundan haberi yok. Onun için tekrar yazıyoruz, seyahat maksadıyla yurtdışına çıkacaklara 5 vilayet olsun görme mecburiyeti getirilmeli. Iğdır, kim bilir hangi rüyalarla il olmuş? Fakat kötüler o sevinci Iğdır'lının kursağında bırakmışlar. Şehir, dehşet verici çapta bir fuhuş, haliyle uyuşturucu ve kara para batağınana dönmüş. 60 Bin nüfuslu bir yerde 60 Otel olabilir mi? Olmuş. Bunların ekseriyeti Rusya'dan gelen kadınlarla dolup-taşıyormuş. Çevre illerden buraya erkek akını başlamış. Malum hastalık görülür olmuş. Bu kadınlar Iğdır'dan memleketlerine ayda 5 milyon doları bulan yüklü bir servet gönderiyorlarmış. Tâ ki Yusuf Çalkavur isminde bir emniyet müdürü buraya gelene kadar. Tecrübeli emniyet müdürü Çalkavur, adeta kelle koltukta çalışmış. Zira bu kirli işin içinde kamu kuruluşları dahil her taraftan adamlar varmış. Arka arkaya yapılan onlarca operasyon, sıkı takip ve tutuklamalarla otel sayısı 13'e düşmüş. O kadınlar kaçmışlar. Iğdır'da ev hanımı rahatça sokağa çıkar olmuş. Halk yeniden huzurla tanışmış. Hani her gecenin bir sabahı vardır ya... Iğdır o yüz kızartan günlerden sonra bugün çok güzel bir fırsat yakalamış. Artık çok gayretli bir valisi de var, Saim Saffet Karahisarlı. Iğdır'da ahenkle çalışan bir ekip meydana gelmiş. Vali ve emniyet müdüründen başka belediye başkanı Nurettin Aras, Cumhuriyet başsavcısı Mustafa Küçük, milli eğitim müdürü Recep Sezer ve askeri erkân, Iğdır için çalışmaktalar.. Sıra kalkınmada, sıra diğer olmazsa olmazlarda. Vali Karahisarlı'nın verdiği bilgilere göre Iğdır, Ağrı Dağı'yla büyük bir hamleye hazırlanıyor. Tabii devlete, ondan da önce Iğdırlı olup da dışarıya gitmiş zenginlere ve elbette zenginlerimize çok görevler düşmekte. Ağrı, 5165 M. yükseklikle Avrupa'nın en yüksek dağı. Dağcılık Federasyonu, bundan böyle Ağrı'da yaz-kış dağcılık kursları verecekmiş. Dağın 4 Bin metreden sonrası 12 Ay karla kaplı. Çeşitli kademelerde dağ evleri yapılacak, rehberlik için vatandaşlar eğitilecekmiş. Aynı şekilde yürüyüş yolları, dağ kayağı gibi hizmetler başlatılacakmış. Ağrı dağına çıkan biri, İran, Ermenistan ve Türkiye'yi aynı anda görebiliyormuş. Iğdır zaten Revan'la yüz yüze bir şehir. Iğdır'ın tek zenginliği Milli Park ilan edilmiş Ağrı değil. İran ve Nahcıvan'a doğru uzanan Dil Ovası tam bir organik tarım bölgesi. Burada asırlardır tarım yapılmamış, toprak bakir. Ayrıca inanılması zor ama ayniyle gerçek ki Ağrı'nın eteklerinde, Aras'ın kıyılarında belki hiçbir yöremizde olmayacak kadar sevimli hayvanlar. Kartallar, leylekler, beyaz ayılar, tilkiler yaşıyor.. Ve, evet yanlış okumuyorsunuz, flamingolar. 2500 Metreyi bulan yaylalar. Astım hastalarına iyi gelen tuz mağaraları, tertemiz bir hava. Kültür ve Turizm Bakanlığı 2007'yi "Türkiye'yi Tanıyalım" yılı ilân etmeli. Aydınımız dış ülkeleri kendi topraklarından iyi biliyor, öz yurdunun yabancısı. Medya, siyaset ve magazine aşırı kilitlendiğinden Anadolu'da olup bitenlerden habersiz. Fuhşu, uyuşturucuyu kovan Iğdır, şimdi de okuma seferberliğiyle cehaleti kovma peşinde.