Ana muhalefet çıkmazı

A -
A +

Ana muhalefet partisi CHP bir kere daha karışık. Aslında "karışık" kelimesi bile manzarayı anlatmaya yetmiyor; karışmaktan ziyade  kaynamakta. Bu seyrin devamında şiddetli çekişme kaçınılmaz görünüyor...

Mustafa Sarıgül, Şişli ilçesi üzerinden dediğini yaptırdı. CHP,  istenmeyip ihraç edilmiş bir isme genel başkan yardımcısını göndererek partiye davet etmek zorunda kaldı. Bu hadise, "Sarıgül CHP'ye değil, CHP Sarıgül'e katıldı" mizahına yol açtı.
Sn. Kılıçdaroğlu, Sn. Sarıgül'ü kerhen partiye davet etti. Hem üzerinde baskılar vardı ve hem de Mustafa Sarıgül, yedekte beklettiği Türkiye Değişim Hareketi'ni  partileştirdiğinde CHP'nin oy kaybedeceği kesindi.
İki tarafın da kendine göre hesapları bulunmakta:
Mustafa Sarıgül'ün hesabı nihai noktada İBB değil, genel başkanlığını almaktır. İstanbul'u kazanırsa zaten genel başkanlık isteği gündeme gelecektir; kazanamayıp CHP'nin oylarını yükseltirse yine "masaya oturalım" diyecektir. Bu sebeple ekibinden arkadaşlarını genel merkeze rağmen önemli ilçelere yerleştirmekte. Bu da CHP'de huzursuzluklara ve istifalara yol açıyor.
Sn. Kılıçdaroğlu'nun planındaysa Sn. Sarıgül'ü harcama stratejisi işlemektedir. Bir kere Şişli'den mahrum etmekte. İstanbul'da kazanamayacağı zaten belli. Yerinden olmuş, hedefini de bulamamış ve kendisi için tehlike teşkil eden bir rakibi daha rahat harcayacağı görüşündedir.
O halde sürtüşme, mücadele, rekabet, istifa, kavga-dövüşler neticesinde her halükârda kaybedecek CHP'dir. Bu CHP'nin arka arkaya darbelere maruz kalmış ve sürekli saldırıya uğrayan bir AK Parti iktidarı karşısında da seçimden mağlubiyetle çıkacağını bilmek için keramet sahibi olmak şart değildir.
Öyle ki paralel yapı, kaset oyunuyla Sn. Deniz Baykal'ı harcayıp Sn. Kemal Kılıçdaroğluna yol açtığı gibi Washington da davet ederek kendisine güven verdi. Bütün bunlara rağmen CHP'nin hali pür melali resimdeki gibidir.
Mustafa Sarıgül'ün CHP'den istifa etmesi konuşuluyor.
Olabilir mi?
Olabilir.
Ekibini istediği yerlere yerleştiremezse seçimden iyice ümidini kesmiş olarak istifa eder. Parti kurmaktan çok DSP'nin başına geçebilir. Sonra da CHP ile DSP'yi birleştirirler. Hangi taraftan bakılırsa bakılsın; mahalli seçimlerden sonra CHP'de yine bir olağanüstü kongre ve yine genel başkanlık yarışı ve yine kavgalar ve kopmalar söz konusu olarak görünmekte.
Türkiye demokrasisinin şanssızlığı ana muhalefet boşluğudur. Ana muhalefet, çıkmaza girmiştir; ne kendini tarif ve tashih edebiliyor ve ne de yolunu seçebiliyor.
Kılıçdaroğlu'na gelince; ilginçtir; bizatihi o aidiyetten olduğu halde CHP'yi Alevi partisi imajından kurtarıp kitleye mal etmeğe çalışmakta.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.