Anavatan ve DYP'nin önüne bir fırsat çıkmıştır

A -
A +

Bir deli, kuyuya bir taş atmış, kırk akıllı çıkartamamış. Mütekait bir savcı, meclisin cumhurbaşkanı seçebilmesi için ilk toplantıda 367 Milletvekilinin hazır bulunması gerektiğine dair garip bir laf etti. Kim bu iddianın sahibi? 28 Şubat post modern darbesinin bile hızını kesemediği yaşını başını almış biri. Bu fikri esas kabul edersek şenlik içinde şenlik yaşarız. Bu anayasa tâ 1982 tarihli. Turgut Özal, Süleyman Demirel ve A. Necdet Sezer bu anayasa esaslarına göre seçildi. Onların seçiminde 367 gibi bir toplantı yeter sayısı aranmadı. O halde mezkur zevat hatayla seçilmiştir, dolayısıyla geriye dönük olarak dâvâ açıp onların cumhurbaşkanlıklarını iptal etmeli. Hani iade-i itibar vardır, mesela başvekil Adnan Menderes'in itibarı iade edilmiştir, onun gibi, malûm savcı ve benzer düşüncedekiler sebebiyle Anayasa Mahkemesi, vahim bir hukuk kazası işlerse o zaman Turgut Özal, Süleyman Demirel ve A. Necdet Sezer'in itibarları geri alınmalı, hiç Cumhurbaşkanlığı yapmamış sayılmalıdır.. Bir başka şenlik de şöyle gelişebilir... TBMM Başkanı Bülent Arınç, bugün toplantıyı açınca neler yapacağını, nelere dikkat edeceğini, nasıl davranacağını dünkü basın toplantısında net bir şekilde izah etti. "Toplantı yeter sayısına bakarım, dedi ve ekledi, bunun usulü Anayasada yazılı, bu meclis ilk defa Cumhurbaşkanı seçmiyor." Şunu demek istiyor... Mevzuat aynen işletilecek, oturum açılacak, meclise bakılacak, üçte bir var mı, var. O zaman görüşmelere geçilecek. Başkan Arınç, 184'ü esas alacağını daha evvel söylemişti, dün de 367'yle 567yle ilgilenmeyeceğini ilân etti. Farz edelim ki CHP ve diğerleri katılmadı. Sadece AK Parti ve bir miktar diğer vekil hazır bulundular... CHP de soluğu Anayasa Mahkemesinde aldı. İşte kritik nokta burada. Anayasa, TBMM Başkanının toplantı yeter sayısının hazır olduğuna dair kanaatini esas almıştır. Başkan bunu beyan ettikten sonra prosedür işler. Sayının eksik olduğunu, yetmediğini kim, nasıl, neyle ne zaman isbat edebilecek? Bunu Anayasa mahkemesi ne yapabilir ve ne de yapmaya yetkisi vardır. Çok çok meclis başkanından yazılı olarak görüşünü sorar. Belki onu bile soramaz. Sorsa da cevap alamaz. Sürekli gerileyen CHP bir eski savcının çürük bir mütalaasına tutundu. Anavatan ve DYP aynı hataya katılmamalı. Kabul edelim ki CHP ve kendileri hazır olmadılar. Anayasa Mahkemesi de daha evvel benzer seçimler olduğundan "yerleşmiş bir teamül oluşmuştur, bu itibarla iptali icap ettirir bir husus yoktur" diye karar verdi. O zaman bu iki partimiz neyi nasıl izah edecektir? Gerek ANAVATAN ve gerekse DYP aklı selimi terk etmemeli. İptal şu-bu olsa dahi AK Parti'nin yarınki durumu bugünden kötü gelmeyecek, Cumhurbaşkanı bu partiden çıkar. Her şeye kara diyen kaybeder. Eğer ANAVATAN ve DYP, TBMM'de hazır bulunur ve Türkiye sancıya, sıkıntıya, seçime, kargaşaya girmeden 11. Cumhurbaşkanını Çankaya'ya gönderirse bu şeref yalnızca iktidar partisinin değil aynı zamanda bu oturumda hazır bulunan partilerin de olacaktır. Bir dost olarak hatırlatıyoruz. Bu sizler için fırsattır. Denizde açılmayın... Meclise gitmeyen sandıktan bir şey beklemesin. Ya bugün bir itibarı paylaşacaksınız veya -çok uzak ihtimal ama- iptal olursa doğacak her türlü menfi sıkıntının faturasını.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.