Genelkurmay Başkanımız Sayın Hilmi Özkök'ün konuşması, gündemin aşırı sıcaklığından dolayı yeterince değerlendirilmedi. Ancak tek sebep bu değil. Eğer, ordunun tepe noktasındaki insan, aksini konuşsaydı savaşa rağmen bu sözler, sürmanşetti. Özkök şöyle dedi: -Hükümet ve Meclisle bir orkestra gibiyiz. Çok iyi anlaşıyoruz. Şiir gibi çalışıyoruz. Müjde değerinde bir tespit... Nicedir hasreti çekilen huzurlu Türkiye manzarası. Zamanlaması fevkalade... Güneyimizde harita alt üst olurken TSK'nın bir numaralı ismi işte bu açıklamayı yapıyor. Böylece içeriye ve dışarıya karşı tam bir ahenk ve işbirliği sergilenmekte. Şöyle denebilir. Dışımızda savaş olurken içimizde alabildiğine barış havası esmekte. Normali bu değil mi? Doğru ama şartlar her zaman normal seyretmiyor. Bu itibarla askerin hiçbir komplekse kapılmadan siyasi iradeye tabi olduğu mealindeki bu açıklaması kalbleri ferahlandırmıştır. Hükümet, askerle münasebetlerinde son derecede dikkatli davranmakta. Aynı dikkat, keza asker cenahından da gelmekte. Diğer taraftan hükümet, tezkerenin Meclisten geçmesini istediği halde geçmemiş olmasını da hiçbir vakit problem etmedi. Bunu hem 58. hem 59. hükümetler için söylüyoruz. Bilakis demokrasinin gereği olarak tavsif edildi. Ki öyledir. O halde dünya standartlarının aradığı şartlar, yavaş yavaş oluşuyor. Silsileyi meratip yerine oturmakta. Ne var ki bu yapılırken müesseseler yıpratılmadan incitilmeden gerçekleşmesi gerekiyordu. İşte hükümet o gereği ifa 0ettiği için asker kanadından da siyaset kanadından da destek görmekte. Aynı şekilde vatandaştan da büyük destek var. Seçmen, her şeyin farkında. Savaş ortamına rağmen Türkiye'de felaket manzaraları yaşanmadı. Bu az başarı değildir. Meclisle geçimsiz, askerle mesafeli, dışarıya karşı kekeme dönemlerden savaşa rağmen güçlü beraberlik günlerine gelmiş olmamız bir moral sebebidir. Bunu takdir etmek lazım. Amerika, bütün dünyaya efelenirken devletimizin bölgedeki yerini ve konumunu asla ıskalayamadı. Buna gücü yetmedi, evet buna gücü yetmedi. Türkiye, hiç de tesadüf olmayan bir taktikle ayak sürüyerek savaşı olabildiğince ileriye atmaya çalıştı. Eğer bunu bir başka devlet yapsaydı herhalde ortaya farklı sonuçlar çıkardı. Beyazsaray, hesap sorardı. Yine de daha mükemmel imkânlara sahip olmak isteriz. Bu da sağlam ekonomiyle mümkün. Güçlü ekonomi ise çok çalışıp çok ihracat yapmakla elde edilir. Bir kere daha hatırlatalım. Milletlerin istiklâli, paralarının itibarı kadardır.