Dünyada Napolyon, Marks, Lenin, Mao vs. tartışılıyor, bizde Abdülhamid, Vahideddin, Menderes, Özal vs. tartışılmakta. Kerbela, Alevilik, Kürt meselesi tartışılmakta. Fikirler, insanlar ve vak'alar tartışılır. Bir memlekette ya hürriyet vardır, her şey serbestçe tartışılır veya yasaklar vardır tartışmalar imalarla yahut kapalı kapılar ardında olur. Atatürk, kanunla korunmayı vasiyet etmedi. Yeter ki sövülmesin. Dalkavukluk da bir sövgüdür. Dalkavuk, sömüren adamdır. Türkiye Cumhuriyetinin kurucu liderini dün bazıları seviyor, bazıları yeriyordu. Bugün de bazıları sevmekte bazıları eleştirmekte. Bu yarın da böyle olacaktır. Ortaya bir iş çıkartmış herkes buna muhatap olur. Şayet yasaklar getirilirse bu defa daha ayrı yollar denenir. Atatürk hakkında açık veya gizli olarak yazılıp konuşulmadık ne kaldı? Bir ağıttan başka bir şey olmayan "Mustafa" filmi için duyulan öfke insanı şaşırtıyor. Daha şaşkınlık verense bazılarının filmi görmeden hakkında program yapmaları. Ondan da beter şaşkınlık uyandıransa koca koca yayın organlarının "bu filme gitmeyin, para kazanmasın" çağrıları. Can Dündar'a hakaretin bini bir para. Nerede kaldı düşünce özgürlüğü? Bazıları neredeyse filmi yakalım, yapımcıyı da asalıma getiriyor. Bu film dolayısıyla bir süredir bolca tartışmalar olmakta..Bir kısmı Atatürk'ü tabulaştırmakta, bir kısmı ise "o da insandı hakkında konuşalım" demekte. Doğrusu şudur, kim, kimin hakkında ne biliyorsa yazabilmeli, söyleyebilmeli. Zorla sevgi olmaz. Dinler bile zorla kabul edilmiyor. En ağır tenkitler ve en mübalağalı övgüler dahi tarihi kişileri değiştiremez. Öyleyse Atatürk neden kanunla korunur? Mehmet Kemal Pilavoğlu'nun başını çektiği Ticaniler '50'lerin Aczimendileridir. Atatürk heykellerine saldırırlar. Birkaç yerde birkaç heykel kırılır. Elbette tertip. Aczimendiliğin 28 Şubata mesnet yapılması gibi bu hadiseler bir kanuna gerekçe olur. '52'de Atatürk'ü Koruma Kanunu çıkartılır. Sonrasında hakkında yazmak neredeyse imkânsızlaşır. Bugün görülüyor ki ne koruma kanunu çıkartılması, ne inkılap kanunlarının '61'de Anayasaya dahil edilmesi ve ne de cezalar, pratikte bir şeyi değiştirmemiş. Bir lider halkından korunur mu? Gerek bizde ve gerekse dünyada hangi lider, kanunun kalkanı altındadır? Yürürlükten kalksa hangi deli bir heykele saldırır? Bugün yazılıp konuşulanlardan başka ne denir? Cumhuriyetin kurucusu, seviyeli bir olgunlukla konuşulabilmeli. Onun konuşulması, öncesi, devri ve sonrasının araştırılıp düşünülmesidir. Bu yakın tarihimiz demektir. Yakın tarihimiz, meçhul tarih olursa gündüzümüz gece olur. Bu kanun da ciddi ciddi düşünülmelidir. Uygulamada bir etkisi kalmamış. Fakat yasaklar listesinde yer almakta.