DTP Genel Başkanı Ahmet Türk'ten sonra Avrupa'da yaşayan bazı Kürt politikacılar da ateşkes çağrısında bulundular. Bu davet, bu çağrı, daha evvel Türkiye'ye ve PKK'ya aynı ânda yapılıyordu. Elbette kabul edilemezdi, zira bugün "ateşkes" denen mütareke, esasında savaş hukukunun bir geçiş dönemi safhasıdır. İki taraf arasında cereyan eder. Halbuki burada bir devletle onun dağa çıkmış bir takım silahlı vatandaşları mevzubahistir. Eğer, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bu kabilden çağrılara kulak assaydı o zaman bölücü âsi vatandaşlarını taraf kabul etmiş olacaktı. Bir adım sonrasında müzakere için masaya oturmak gelirdi. Onun için Ankara, iyi niyet eseri gibi gösterilen o çağrıları her defasında asla kaale almadı. Bu defa ise farklı bir gelişme var. Yalnızca terör örgütüne silah bırak, ateş kes deniyor. Bir miktar geriye giderek günümüze gelelim... Bir buçuk ay evvel PKK birden azmıştı. Onun azması ne tesadüftür ki İsrail'in Lübnan'ı vurduğu günlere denk düşüyordu. Bunun üzerine Güneydoğudan hergün 5-10 şehid tabutu gelmeye başladı. Tabutlar göründükçe asablar bozulur oldu. Ahmet Türk'ün sürpriz çağrısı bu günlerde duyuldu. Ne var ki BM'nin Lübnan-İsrail ateşkes ilânının ardından geldiği dikkat çekmekteydi.. Ahmet Türk ve sonrasında Avrupa'da yaşayan Kürt politikacılar niçin bu çağrıyı yapmaktalar, samimiler mi, dinlenir mi? Her gün 5-10 tabutun gelmesi artık büyük gerginliklere yol açmaya başlamıştır. Milliyetçilik savunma iç güdüsüyle sertleşiyor. Gözü olan herkes, bunu görür ve nereye varacağını bilir. Bu endişeyle yapılmış olabilir. Veya iki adım ileri bir adım geri taktiği güdülmektedir. Dinlenip dinlenmeme meselesine gelince. Ahmet Türk, herhalde emanetçi. Avrupa'dakiler de DTP genel başkanı da kendiliğinden bu işlere kalkışamazlar, Bu noktadan bakınca da olaya taktik, oyun, zaman kazanma şeklindeki bakış ağırlık kazanmakta. Türk milletinin kafası karışık, şüphesi çok. İnanamıyor. Kürt menşeli siyasetçiler inanırlılıklarını kaybettiler. Halbuki Ahmet Türk'ün adı-soyadı bu topraklara mahsus bir gerçek.. Adı, islami, soyadı Türk, kendisi Kürt. Eğer örgüte destek olanlar, kanın durması için samimi adımlar atarlarsa bundan bütün toplum kazanır. Barışa Türk, Kürt herkesin ihtiyacı var. Bölücünün anası da Mehmetçiğin anası da ağlıyor. Asıl ağlayansa vatan, geleceğimiz. Böyle bir terör olmasaydı, bugün dış borcumuz yoktu. Olsa bile azdı. Onu da 8.5'lere varmış kalkınma hızıyla kısa zamanda bitirirdik.