Aydın şaşkınlığı

A -
A +

Bizim aydınımız ne yazık ki halktan hep uzakta oldu. Halka, halkın değerlerine tepeden bakmak aydın olmak sanıldı. Bu aydın tipi yüzümüzü batıya döndükten sonra türedi. Tanzimat aydını da, meşrutiyet aydını da cumhuriyet aydını da günümüz aydını da büyük çoğunluğuyla başka gezegenlerin insanı. Halk bir tarafta o bir tarafta, halk neye inanıyorsa o aksi yönde. Aydın şakınlığının son örneğini 2-3 Ekim günlerinde bir komedi seyreder gibi yaşadık. Aşağılık kompleksindeki aydınımız, Avrupalıların söz, tavır, üslup ve sadakat anlayışları karşısında şaşırdı, bocaladı. Duyduklarını gördüklerini izahta zorlandı. Sonunda şu hükme vardı. "Biz Avrupalı gibiydik, onlar bizim gibiydi". Bravo, deha çapında bir tesbit. İşte aydınımızın kıymet hükmü. Şu sözün sakatlığına bakınız. Düzeltilmesi mümkün değil. Oldum olası biz böyleyiz Avrupalı da öyle, fakat aydın denen o azınlık bunu yeni keşfediyor...Yıllardır anlaşılmayan gerçek bu. Aşkın gözü kördür derler. Gerçeği görmez. Batıya körü körüne meftun aydınımız birden şoke oldu. Zira onun gözünde Avrupalı hata yapmaz, yalan söylemez. Lafı eğip bükmez, ne kadar iyi haslet varsa hepsine malik, ne kadar kötü huy varsa hepsinden münezzeh. Böyle inandığı için müzakere alma mücadelesinde Avrupalı siyasetçilerin yaptıklarını bir anlık farz etti. Onun için biz-onlar kıyaslamasını yapmakta. Halbuki herkes kendi köklerine bağlı. Herkes kendi menfaatlerini ön planda tutmakta. Bu sebeple de ne lazımsa yapılıyor. AB'ye daha girmeden faydaları görünmeye başladı. Aydın cakasındaki adamlarımız, lisan bilmesine, dünyayı takip etmesine rağmen kimseyi tanıyamamış. Çünkü peşin hayranlık içinde. Peşin karalama olmasın, fakat peşin hayranlık da olmasın, genelleme hiç yapılmasın. Batı iyi, doğu kötü. Böyle hakikat olur mu? Ne var ki 1.5 asırdır işlenen bu fikir. Beyinler bununla yıkandı. Sonunda da ortaya çeyrek bilemediniz yarım aydınlar çıktı. Bir zamanlar yabancı hayranı monşerler vardı. O günlerde münevver denirdi. Demek ki kelimeler önemli değil.Temsil kabiliyet ve kapasiteleri önemli. Münevver, aydın, entellektüel... Veya başka bir şey. Mesela akademisyen, mesela gazeteci, vs... hangi millette o milletin nimetleriyle yetişip de küfranı nimet eden sorumlu sorumsuzlar vardır? "Onlar bizim gibiydi, biz onlar gibiydik", abes cümlesi, yer altı ve yer üstündekileriyle birlikte bir millete hakarettir. Aydınımız şu günden tezi yok kendini sorgulamalı. Zaten AB'nin büyük faydalarından biri bu olacak. Efsane bitecek, büyü bozulacak. Küçüklük, aşağılık kompleksindeki yarım-yamalak aydınlar uyur gezerlikten kurtulacaklar. Türk aydını, kendi ülkesini, milletini, medeniyetini... Ve dolayısıyla kendini bulacak. Yaptığı haksızlığı fark edecek, yersiz hayranlığına hayıflanacak.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.