Aynı dili, aynı dini, aynı kültürü paylaşmıyoruz. Fakat aynı coğrafyayı paylaşıyoruz. "AB" denilen, ülkelerin vücut verdiği bir organizasyon, teşkilat, tüzel kişilik. 25 memleket, Fransa, Almanya, Avusturya, Danimarka, Hollanda şeklinde uzayıp gitmekte. AB bu kadar kalabalık olmamışken orada yer alabilirdik. Şu veya bu sebeple gerçekleşmedi. Eski dönemlerde Türkiye'nin solunda da sağından da türlü tereddütler yaşanmıştı. Acaba o tereddütler yaşanmasaydı bize kucak açılır mıydı? Şu günkü korkuları dün misliyle mevcuttu. Bize farklı bir gözle bakılmaktaydı. O bir peşin hükümdü, bugün de yaşıyor. Bugün, Türkiye, türlü faaliyetlerle bu peşin hükmü yıkma çabasında. İnsan düşünmeden edemiyor... NATO'ya girebilmek için bir bedel ödedik. O bedel Kore'de verdiğimiz şehit ve sakatlardır. Peki AB için bir bedel ödendi mi? Bizden bir bedel mi beklenmekte? Öyle bir bedel ödenmesi gerekir miydi? Veya şöyle soralım. "Kore'de bedel ödemeseydik, NATO'ya girebilir miydik?" Haritada dahi nerede olduğunu bilmediğimiz bir yerde kaybettiğimiz 1500 civarında şehitle Türkiye'nin NATO'ya girme bedelini ödedik. Ona girmenin bir bedeli olduğu gibi kalmanın da bir bedeli oldu. '70'li yıllarda toprağa verdiğimiz 5000 genç insan NATO'da kalmanın bedelidir. Sosyal, çalkantılar, ekonomik kayıplar ayrı bahis. Ya AB'nin bedeli? AB için de bedel ödedik... Elbette, bunu fark edelim!.. AB için ödenen bedel, Avrupa'ya giden 3 milyon vatandaşımızın gençliğidir. Onlar gençliklerini, hayatlarını ortaya koyarak II. Dünya Savaşı sonrasında çok şeyini kaybetmiş Avrupa'yı yeniden ayağa kaldırdılar. Bunu görmemek nankörlük olur. O üç milyon insan bugün AB'yi teşkil eden hemen her devlete serpilmiş durumda. Acaba Türk işçisinin muazzam katkısı olmasaydı çağdaş Avrupa medeniyeti bugünkü seviyede olabilir miydi? Sorunun cevabı, Berli'in doğusu ve batısı karşılaştırılınca görülür. Keza Türk milletinin tarihteki büyük katkısı olmasaydı klasik Avrupa medeniyeti de o seviyeyi bulamazdı. Öğrendik de öğrettik de. Verdik de aldık da... Aynı coğrafyayı paylaşıyoruz. Bugün bilgi çağındayız. Uzaklar yakın olmuş. Milyonlar iç içe girmiş. Türkiye'nin AB'ye kabulü işin resmileşmesidir. Yoksa Türkiye Avrupa'da. Türkler de çoktan beri AB'de.