Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın Bakü ziyareti esnasındaki taahhüdüne sadık kaldı. Aksi düşünülemezdi fakat dişli devletlerin baskılarından dolayı fikrin hayat bulmaması akla gelebiliyordu. Azerbaycan Türk Cumhuriyeti, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne dün 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı münasebetiyle 9 milletvekilini yolladı. Bu seyahati 22 Temmuzdaki bir iş adamları hey'etinin ziyareti takip edecek. Bu tarihte kardeş ülkenin her sahada önde gelen yatırımcıları KKTC'ye gidecekler. 31 Temmuzda ise Bakü-Lefkoşa uçak seferleri başlayacak. Azerbaycan'ın en güçlü özel hava yolu şirketi Ercan'a tarifeli seferler düzenleyecek. Bütün bunlar yarım asırdır Rum baskısı, batı ambargosu ve politika düzenbazlığıyla azaba eş tecrid yaşayan KKTC halkına yardıma koşmak demektir. KKTC Türkleri, kendileri gibi uzun zaman bir başka milletin boyunduruğu altında yaşamış kardeşleri tarafından yalnız bırakılmıyor. Azerbaycan ilk adımı attı. İnşallah diğer adımlarda tökezlettirilmez. Eğer bir tökezleme, engelleme yaşanmazsa dördüncü adımda KKTC tanınacak demektir. Elde edilen başarı Türk Başbakanının Azerbaycan devletini ziyareti münasebetiyle bura yetkililerinin Kıbrıs meselemizi birinci ağızdan dinlemelerine dayanmakta. O halde sırada diğer Türk cumhuriyetleri olmalı. Sayın Erdoğan KKTC'den ibaret tek maddelik bir gündemle Kırgızistan, Kazakistan, Türkmenistan ve Kazakistan'ı ziyaret ederek dâvâmız tafsilatlı biçimde anlatılmalı. Tataristan Muhtar Cumhuriyeti dahi bu maksatla ziyaret edilebilir. KKTC'nin diğer süreçleri yine sürsün. Ama 5 Türk Cumhuriyetinin KKTC'yi tanıması için de her şey yapılsın. Tabii ki çeyrek asırlık problem çeyrek günde hallolmaz. Buna rağmen bu yol ısrarla kullanılmalı. Türk Cumhuriyetlerinde belli mesafe alınınca da İslam memleketlerine dönmeli. Bu konuda İslam Konferansı Teşkilatı mühim roller üstlenebilir. Genel Sekreterliğin Türkiye'de olmasının ne demek olduğu tam anlaşılmalı. Nitekim KKTC artık KTD/Kıbrıs Türk Devleti unvanıyla İKT toplantılarında yer almaktadır. Hadise KKTC'deki 250 bin kişiden ibaret değil. İstanbul'un küçük bir ilçesi kadar olan bu nüfus, her halükârda Türkiye'de geçinir. KKTC'ye yardım, iyilik, destek, ada Türklerinden ziyade Türkiye ve dolayısıyla Türk Cumhuriyetleri ve mutlaka İslam âlemine iyiliktir. Adanın kaybı Türkiye'nin Akdeniz'i kaybı demektir. Böyle bir kayıp Türk ve İslam dünyasını birinci dereceden alakadar eder. Kıbrıs adasını önce Müslüman Arapların sonra da Müslüman Türklerin fethettiği unutulmamalı.