Azınlığın zorbalığı

A -
A +

Bir zamanlar güneyimizdeki bir ülkede mezhebçi yüzde 7'lik bir azınlık, devleti ele geçirmiş baskı ve şiddet uygulamaktaydı. Derin devlet, terör estiriyordu. Oysa seçim vardı, sandık vardı, meclis vardı. Güya hem cumhuriyetti ve hem de demokrasi vardı. Ama seçimler yüzde 99'la kazanılıyordu. Burada durum çok mu farklı? Burada da yine özde mezhepçi bir azınlık kahir ekseriyete, edepli çoğunluğa zorbalık yapmakta, dayatmakta, sindirmeye, korkutmaya ve kaçırmaya çalışmakta... Kimin umurunda fakir-fukaranın hastane kuyruklarından kurtulması, adam sınıfından sayılması, ilacı istediği eczaneden alabilmesi.. Kimin derdi köylünün uçakla tanışması. Milyonlarca öğrenciye daha ders yılı başında milyonlarca kitabın bedava verilmesinin ne kıymeti var? Anadolu, hummalı bir kalkınma seferberliğinde. Anadolu çift yollarla seyrine doyulmaz manzaralara kavuşmuş vaziyette. Anadolu sermayesi ayağa kalkıyor, dış dünyayı tanıyor. Kasabadan ihracat yapılmakta. Anadolu medyası İstanbul'la yarış hazırlığında... Yabancı sermaye âdeta kuyruğa girmişti. AB süreci başlamıştı. Devlet dünyada devlet gibi itibar görüyordu. Adriyatik'ten Çin Seddi'ne, Kırım'dan Yemen'e, hizmet taşınıyordu. Bölgesel Süper Güç olmuştuk. Kürtçülük paniğe kapılmıştı. Diyarbakır ve benzeri belediyelerin merkeze gelmesi uzak değildi. Kurtuluş çaresi arayan Güneydoğulu, Başbakan ve Cumhurbaşkanını bağrına basıyordu. Vatandaş, Türk parasına da para gözüyle bakar olmuştu. Döviz dakika başına inip çıkmıyordu. Yoksul ve orta halli aileler rüyada görseler inanmayacakları ev hayallerini hakikat yapmışlardı. Halk iktidara gelmişti. Bir farkla.. Bu iktidar tıpkı kendilerine rey veren insanlar gibi düşünüyor ve konuşuyordu. Onlara hizmeti, Rabbin nimeti olarak biliyorlardı. Türkiye kalkınsın istenir mi? Boş bırakılır mı? Eğer alıp başını gidiyorsa o elit azınlık, devreye sokulur, tahrikler yapılır, şaha kalkmış kısrak tökezlettirilir. Olsun... Olmuştu. Olacaktı. Oldu. Yine olur. Bu darbe ne ilk, ne son. Her şeye, her engele, her çomağa, her yamuğa rağmen "durmak yok yola devam". Umulur ki bugün tekere çomak sokanlar da bir gün bizi anlar...ama o gün inşallah Afrika devletçikleri durumuna düşmemiş oluruz. Sokaklarda gündüzleri dilenci alayları, geceleri fahişe sürüleri olmaz.. * Mehmed'im sevinin, başlar yüksekte! Ölsek de sevinin, eve dönsek de! Sanma bu tekerlek kalır tümsekte! Yarın elbet bizim, elbet bizimdir! Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir! * Biz, ebede sevdalıyız. Kahramanlık rüyası gören gözü pek yiğitlere muhtacız. Tekeri tümsekte bırakacaklara hakkımızı helal etmeyiz. Her şeye ve herkese rağmen bu mazlum millet ve onun değerleri için terlemeye devam. Hayırlı işin manisi çoktur. Böyle ânlarda ecdat ne derdi? -Bu da geçer yâhû!.. Şüphesiz ki geçecek... Yarın bazıları rahmet, bazıları lânetle anılacaktır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.