Azınlıklar

A -
A +

5-20 yıl kadar önceydi, Milas'ın bir köyünde yaşayan bazı zenci vatandaşlarımız Sudan'a göçmüşlerdi. Onları ve köylerini daha evvel bir mecmuada okumuştuk. Bilirsiniz bizde çok yanlış bir tabirle zenciye "Arap" derler. Şimdi o haberi okuyunca üzüldüğümüzü hatırlıyoruz. Üzülmüş ve bir konuşmamızda şöyle demiştik "bir avuç zenciyi aramızda barındıramadık". Bu olayı son günlerde iki kere hatırladık. İlki Swiss Hotel'de oldu. Bütün din temsilcilerinin bir araya geldiği Marmara Stratejik Araştırmalar Vakfı iftarında Hadi Türkmen'le aynı masada bitişik iskemleleri paylaşıyorduk. Ağır rahatsızlık geçirmişti. Buna rağmen dili öylesine şükürlüydü ki gıpta etmemek mümkün değildi. Tatlı tatlı anlatıyordu. Hatta kendisiyle alakalı bir otobüs macerasını -iznini alarak- yanında Ali Müfit Gürtuna'ya naklettik, Gürtuna katılmaktan bir oldu. Hadi Türkmen zenci bir iş adamı. Konuşurken renk farkı kaybolup gidiyor, geriye sohbetin lezzeti kalıyor. İnsanın renginin beyaz olmamasının ne önemi var? Mühim olan kalbin beyaz olması, yüzün değil. Dikkatimizi çekiyor, son zamanlarda dizilerde "Arap Bacı" denen tiplemelerde sıkıntı yaşanmakta. Boyama bacılar tedarikleniyor. Çünkü zenci vatandaşlarımız neredeyse bitti. Bir zamanlar aramızda Bulgarlar da varmış, şimdi de var, hatta din adamları da var. Ancak varla yok arası yaşıyorlar. Eskiden haylice mevcutmuş. İstanbul sütçüleri onlardanmış. Birkaç ay evvel Türkiye Hastanesinde resepsiyonun tam karşısında bir levha okuduk. Levhada hastanenin Bayezid-i Veli Vakfiyesi olan arsa üzerinde II. Sultan Abdülhamid Han tarafından 20. asrın başlarında Bulgar teb'a için inşa edildiği tafsilatıyla yazılıydı. Bu yazıyı okuyup da çarpılmamak mümkün değil. Türk devlet başkanı, devlete çoktan isyan etmiş bir ırkın bizdeki mensupları için hazineyi hassadan hastane yapıyordu. Hoşgörü ise alın size hoşgörü. Aynı azınlığa daha önceki asırda da Balat'ta Haliç kıyısında da Demirli Kilise'yi yapmaları için müsaade edilmişti. Bizde azınlıklar veya eski adıyla ekalliyetler dendiğinde akla Rumlar, Yahudiler, Ermeniler gelir, halbuki imparatorluğun her yöresinden bir çok unsur varmış. Ermeniler, malum ve meşhur tehcir vak'ası dolayısıyla yerlerinden olup sonra dünyanın muhtelif noktalarına dağılmışlar. Ermenistan diye sözde bir devletleri varsa da ağızlarında tat yok. Rumlar, ne yazık ki 6-7 Eylül olaylarında gitmek zorunda kalmışlar. Azınlıklar Zor günlerinde kimse kabul etmezken aramıza aldığımız Yahudiler'den bazıları da İsrail'e taşındı. Ermeni, Rum, Yahudi, Bulgar vs. Türkiye'den göçen her azınlık, gittiği yerde rahat edemedi. Buranın dilini ve örfünü yaşadı. Oldukları yerde gönüllü Osmanlı kaldılar.. Yahudi cemaatinden bazıları terörsitlere haykırıyor "burası evimiz, bir yere gitmeyiz". İnsanın 500 yıl yaşadığı bir yer, evden de öte, vatandır. Bu vatan bu topraklarda yaşayan herkesin ortak değeri. Biz, anti semitizm vs. bilmeyiz aslolan hukuktur. Bir imparatorluk 6.5 asır hukukla ayakta kaldı. Hukukta herkesin mükellefiyeti bellidir. Kimse bir yere gitmesin. Tersine, kapılar açılsa, Ermeni de Rum da Yahudi de Arnavut da buraya doluşacak. Zaten zenciler, kendiliğinden geliyorlar. Tek tipten çıkıp yeniden zenginleştiğimizin farkında mısınız? Birlikte ve paylaşarak yaşama, en halis kültürdür.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.