Baas sonrası Suriye

A -
A +

Beşar Esed, tek başına bir şey değildir, gücünü rejimden almakta. Baas hareketi 1940 yılında Suriye'de kurulup partileşti. Nazariyatçıları Ekrem Havranî ve Mişel Eflak'tır. Bu ikinci isim, Hıristiyan ve hareketin sembol şahsiyetidir. Diriliş anlamına gelen "Baas" Suriye'de kurulmuşsa da Irak'ta daha büyük taraftar bulmuştur. Hareketin sloganı, "birlik, hürriyet ve sosyalizm"dir. Arap nasyonal sosyalizmidir. Arap Kemalizmi de denebilir. Fikri, devlet hayatına taşıyan Saddam Huseyn ve Hafız Esed'dir. Hafız Esed, 1970'den 2000 yılına kadar ülkenin Baasçı Nusayri diktatörüdür. Nusayriyye, Şiilik, Dürzilik, İsmaililik ve mahalli inançlar karışımıdır. Suriye nüfusunun yüzde 7'sini teşkil eden bu yapı, Hafız Esed eliyle devleti ele geçirmiş ve 1982'de Hama'da 25 bine yakın insanın öldürülmesi gibi Sünni katliamları yapmıştır. Esed Suriyesini destekleyen SSCB'dir. Esed, aynı zamanda PKK eliyle de Türkiye'nin birliğine kastetmişti. Abdullah Öcalan, örgütünü 1978-1999 yılları arasında 21 yıl boyunca Şam'dan yönetmişti. "El Muhaberat" adlı istihbarat teşkilatı, Suriye derin devletinin özüdür. Bir menfaat şebekesine dönen bu teşkilat, Hafız Esed'den sonra işbaşına Beşar Esed'i getirebilmiştir. Beşar Esed, ilk yıllarında demokrasi adına hayli ümit vermişti. Türkiye ile dostlukların da geliştiği bu yalancı bahar dönemi uzun sürmedi. 26 Ocak 2011'den beri Baas rejimi, bu diktatör müsveddesi eliyle Suriyeli muhalifleri, şehirleri, sivil halkı, hatta fırın önünde ekmek kuyruğundaki vatandaşları bile bombalayıp öldürmektedir. Bu kanlı rejim yüzünden 50 bin kadar insan hayatından olmuş, şehirler harabeye dönmüş, tam bir iç savaş yaşanmış ve 350 bin civarında vatandaş da komşu memleketlere iltica etmiştir. İç göç hariç, ölen, iltica eden ve göçen Suriyeli sayısı, yarım milyondan az değildir. Ekonomi mahvolmuş, Suriye, en az 25 yıl geriye gitmiştir. Baas'ın tutunup palazlanma sebebi nasıl ki SSCB ise el Muhaberat güdümündeki Beşar Esed zulmünün sürmesindeki sorumlu da BM Güvenlik Konseyi, İran, Çin ve Rusya'dır. Ne var ki "zulüm pâyidar olmaz!" gerçeği bir kere daha tecelli ediyor. Sadece diktatör Esed değil, kokuşmuş Baas rejimi de bitmekte. En fazla hazirana kadar dayanacaklarını öngörmekteyiz. O tarihten sonrası bizi çok yakından alâkadar eder. Türkiye ile Suriye arasında gerçek kardeşlik ve gayrı resmi de olsa tam bir birlik kurulabilir. Yıkılan Suriye'yi Türkiye imar ve inşa eder. Bunu yaptırmamak için düveli muazzama, muazzam gayretler sarf edecektir. Bugün sıcak bir iç harp var. Yarınsa beynelmilel diplomatik savaş cereyan edecektir... Bir kere daha cephede kazanıp masada kaybetmeyelim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.