Barış ışığı, barışla doğacak huzur, tünelin diğer ucunda...
Bu tünel, çok kısa değil fakat çok uzun da değil. Bu tünel, zifiri karanlık değil fakat apaydınlık da değil. O ışığa, gidilen aydınlığa henüz varılamamış olsa bile bir huzur iklimine girilmiş bulunuyor. Mesele bu huzuru kalıcı kılmakta. Bu da tarafların razı ve memnun olacakları bir barış iradesini ortaya koymalarıyla mümkün. Ortada bir ihtilaf varsa hele, ele silah alınmışsa, ölen-kalanlar olmuşsa, bu manzara on yıllardır devam etmekteyse hadiseyi bir barış-alışverişi basitliğinde görmek, marketten bir paket huzur alıp gelmek gibi düşünmek hata olur.
Anlaşmalar 'ama', 'fakat', 'lakin'ler azaldıkça gerçekleşir.
Anlaşma, fedakârlık ister.
Anlaşma, zor da olsa acıları kalbe gömmekle olur.
Bu Türk-Kürt ihtilafının, bu elemli vatan çalkantısının kaybedeni Türkler ve Kürtler ve bütün Türkiye ahalisi yani topyekûn Türkiye'dir. Bu Türk-Kürt ihtilafının kazananı da Türkler ve Kürtler ve bütün Türkiye ahalisi ve bütün Türkiye olacaktır. Üstelik kazanan, sadece Türkiye'den de ibaret kalmaz. Böyle bir netice öncelikle OMT/Osmanlı Milletler Topluluğu mensubu her devlet, şehir, toprak ve insanın menfaatinedir. Bütün bölge, Afrika, Orta Doğu, Balkanlar, Kafkaslar, Orta Asya ve tabiatiyle İslam âlemi de kazanacaktır. Dünya barışı, keza öyle. Bu çaba, aynı zamanda "Pax Ottomana"nın dönüşüdür. Böylece iç mücadele israfı millî fayda hâline gelerek üretime, kalkınmaya, gelişmeye ve çağı yakalamaya yönelir.
Bu silahlı vuruşmanın, bu kanın, bu birbirini bitirmenin terk edilmesi, AB'ye girmemiz için Brüksel'den Ankara'ya hey'etler gelmesi demektir. 2023 Hayali ve 2071 Rüyasının yakalanmasıdır.
Bu terör, tarih boyunca bu ümmetin, bu bölgenin ve ilgili ırkların karşılaştığı en büyük fitnelerden biridir. Emperyalizm yani düveli muazzama, dünya masonluğu ve siyonizm bu topraklara XIX. Asrın sonundan itibaren yani Fransız ihtilalinden bir asır sonra Kürtçülük ve Ergenekon diye iki terör akımını musallat etti. Kürt farklı, Türk farklı kandırıldı. Şimdi geç kalmış bir uyanış sürecindeyiz. Peşin hükümler terk edilirse karanlık yırtılabilir.
Tünelin ucu çok uzak değil.
Fakat çok yakın da değil.
Oraya sabırla, toprak tırnaklarla kazınarak varılabilir. Dünden pişmanlık duyulmaktaysa yapılacak olan budur. Barış ve huzur sürecini baltalayacak olanlar bilsinler ki bu sorumsuzluğu işleyenler, kıyamete kadar lanetleneceklerdir.