Barışın merkezi Ankara

Türkiye, ne zaman denge rolünü kaybetmişse dünya kaosa girmiştir. I. Dünya Harbi bir dış politika dehası olan Sultan Abdülhamid Han'ın tahttan hal edilmesiyle çıktı. Bu harbin artçı sarsıntıları hâlâ devam etmekte. İsrail'den Kosova'ya günümüz problemleri bugüne mahsus değildir. 1983'te başlayan cesur dış siyasetimiz için soğuk savaşın bitmesi bir şans olmuştur. Bu şansı zaman zaman iç politik çekişmelerle kendi elimizle kendimizden uzaklaştırdık. Şimdilerde tekrar ataktayız. Barış taarruzundayız. Bir dönem Rusya, Bulgaristan, Yunanistan ile çok kötüydük. Ordumuz Sovyetlerin Kafkaslar ve Balkanlar üzerinden Türkiye'yi işgal ihtimaline göre mevzileniyordu. Suriye ile savaşa girdik gireceğiz günler yaşadık. İran'la aramız nâhoştu. Ermenistan'la kanlı bıçaklı haldeydik. Bir tek Irak'la ilişkilerimiz -garip de olsa- sıcaktı. Bu tablo tersine çevrildi. Düşmanlıkları, ihtilafları dostluğa kalbeden Ankara tebrike layıktır. Cumartesi sayın Abdullah Gül Revan'a gidiyor. Ermenistan, bu daveti yapmaya âdeta icbar edilmiştir. Kabulümüz dört gözle beklendi. Ziyaretin yeni bir döneme kapı aralayacağı kanaatindeyiz. Dağlık Karabağ ve işgal buhranını böylece halledebiliriz. Ankara bir ekiple Revan barış seferine hazırlanırken, Başbakan da bir başka ekiple dün Şam-ı şerîfteydi. Burada İstikrar İçin Diyalog Zirvesi yapıldı. Zirveye ev sahibi Beşir Esad Arap Birliği Dönem Başkanı, Katar Emiri Hamad el Tanî Körfez İşbirliği Konseyi Dönem Başkanı, Nicolas Sarkozy AB dönem başkanı sıfatlarıyla katılırken Recep Tayyip Erdoğan arabulucu sıfatını taşıyordu. Gündemde İsrail-Suriye müzakereleri vardı. Müzakereler, sayın Erdoğan'ın arabuluculuğuyla 4 defa gerçekleşti. Beşincisi bu pazar İstanbul'da olacaktı. İsrail temsilcisi istifa ettiğinden bir tehir söz konusu olabilir. Beşir Esad, yaptığı konuşmada Başbakan Erdoğan'ın rolüne devam edeceğini söyledi. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ise barış için harcadığı gayretlerden dolayı Başbakanımıza minnet ve şükranlarını dile getirdi. Gürcistan'ın toprak bütünlüğüne vurgu yapıldı. Ankara, şimdiden sonra barışın merkezidir. Ermeniler de uyandırılırsa bölge inanılmaz bir kalkınma fırsatı yakalar.