Irak'ta beklenen 30 Ocak seçimleri yapıldı. Fakat buna ne kadar seçim denir? Ülkenin ana nüfus unsurlarından sünniler, seçimi boykot ettiler. Böylece meydan şiilerle Kürtlere kaldı. Biri bir dini akımın adı diğeri bir ırkın. Gelin elmayla armudu toplayın. Toplanmaz. Bundan böyle beklenen Irak'ın şii güdümüne gireceği. Fakat orada da kalmayacak. Kürtler, Kerkük de dahil sadece Kuzey Irak hakimiyetiyle yetinmeme niyetindeler. Önlerine bir fırsat çıkmış kullanacaklar. Irak'ın hem başbakanlığını hem cumhurbaşkanlığını alma hevesindeler. Zahir formülleri şu; Barzani başbakan, Talabani cumhurbaşkanı. Yahut hiç olmazsa bunlardan biri. En azından birinin gerçekleşme ihtimali hiç uzak değil, güdümlü yönetim ve işgalcilerle pazarlık halindeler. O zaman şii unsur bunu hazmedecek mi? Ya sünniler, onlar ne yapacak? Ortada "seçim" adlı aldatıcı bir başarı var. Bu yalancı başarı gerçek sonuçlar verecek. Irak'ı iç çatışmalar bekliyor. Bundan dolayı ABD dışişleri bakanı Condoleezza Rice, Türkiye'de olacak. O gelmeden evvel de savunma bakanlığı müşaviri Douglas Feith Ankara'nın kapısını çaldı. Müşavir, İncirlik'le ilgili yeni talepleri dile getirmekte. Daha rahat hareket istemekteler. İkinci talebi ise ordumuzun Irak ordusunu eğitmesi. Böyle bir ordu var mı? TSK'nın onu kurması ve/veya eğitmesi isteniyor. Acaba neden İngiltere, Amerika, vs. işgal orduları değil de Türk ordusu? Diğer taraftan Kerkük hassasiyeti olanca sıcaklığıyla devam etmekte. Kürtlere bakılırsa Kerkük yüzde 68 seçim sonucuyla tamam. Ankara'da Dışişlerinde, Genelkurmayda, Başbakanlıkta tam bir diplomasi savaşı veriliyor ve verilecek. Abdullah Gül'ün Çin'e gidişi, İsrail Genelkurmay Başkanının gelişi tesadüf değil. Irak'ın ne olacağı, komşumuzu nasıl bir geleceğin beklediği meçhul? Neyse ki Türkiye, bütün birimleriyle uyanık ve ayakta. Bütün ihtimaller hesaplanıyor. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın dünkü sözleri altına imza atılacak cinsten yüzde yüz haklı bir konuşma: Düzeni tesis etme iddiasıyla bölgeye gelenler, yangına sebebiyet verdiler. Komşudaki yangın diğer komşuya sıçrar. Onun için bizimkiler ne deseler haklılar. Buna rağmen sorumlu devlet adamı soğukkanlılığından uzaklaşmamalarını bekliyoruz. Ne korkaklık, ne çılgınlık. Şu doz iyi. Diplomasi savaşını var güçleriyle sürdürsünler fakat bir Enver Paşa heyecanının nelere mal olduğunu da asla unutmasınlar.