Başbakanı kim yanılttı?

Ortada iki ayrı grup var, biri ceza kanunu tasarısına son dakikada ekleme yapmak isteyenler. Onlar, ortalığı karıştırdılar. Kimdir, kimlerdir henüz belli değil. İkinci grupsa çıkan kargaşayı büyütenler. Zina gibi hassas bir mesele ortaya çıkıp da AB hariçten gazel okumaya kalkınca başbakan da "içişlerimize karıştırmayız, biz Türk'üz" dedi. AB, liberaller, AK Parti muhalifleri, Recep Tayyip Erdoğan düşmanları, bu iktidarın AB'ye girmemiz için sarf ettiği inanılmaz gayret karşısında şaşkına dönmüşlerdi. Bunu beklemiyorlardı. Önceleri "acaba samimiler mi?" gibi teredütte olanlar vardı, sonra bu tereddütler de ortadan kalktı. Aynı çevreler bir haftadır yeniden şaşkınlık içindeler. Kolay yutulmaz şeyler söyleniyor. Bu arada inkârı mümkün olmayan başka bir manzara ise faizlerin yükselmesiyle ekonominin yediği ağır darbe. Başbakan mı oyuna geldi? AK Parti mi kandırıldı, kullanıldı? Kimse bir şey izah edemiyor. Hatta değişik senaryolar bile var. Güya MİT öyle istediği için tasarı bir ânda geri çekilmiş. Neyse ki geçen zaman içinde kriz tırmandırılmadı. Türkiye başbakanı yumuşamış bir havada Brüksel'de. AB aktörleriyle konuşacak, karara müessir güç odaklarında ikili görüşmeler yapacak, heyetlere hitap edecek. Günü hayli dolu. Başbakan Erdoğan, muhtemelen şunu diyecektir. "Bu mesele esas itibariyle bizim iç işimiz, her memleketin kendine göre hassasiyetleri vardır. İşte İngiltere, parasını değiştirmemiştir. Almanya, Doğu Almanya'yı adeta satın almıştır. Buna rağmen ısrarcı değiliz. Madem rahatsız oldunuz o halde zina maddesini TCK'ya dahil etmiyor ve kanunu da meclisten hemen geçiriyoruz. Tek şartla siz de karşımıza başka bir istekle gelmeyin. Artık yeter. Yapılması lazım gelen yapıldı." Bu tavrın herkese derin bir iç rahatlığı yaşatacağı kesin. Ancak rahat ortam, yerini kuşkulara bırakmıştır. Kendi başımıza iş açtık. Bunu açanlar da parti içi çevreler. Hadiseden çıkartılacak ders, sayın Erdoğan'ın etrafına dikkat etmesi. Bir hareket, bir cümle nelere yol açıyor. Aslan gibi, gün istemek varken mazeret beyan eder duruma düştük. Başbakan dönüşte herhalde kendisini bu açmaza sokanları bulacak ve gereğini de yapacaktır. Çevre, danışmanlıklar, dostluklar, ikili ilişkiler çok önemli. Herhangi biri yanılınca bir şey değil. Zararı kendisiyle sınırlı kalır. Başbakanlar yanılınca zararı, yüz yılları bulur. Erdoğan hem kendisiyle hesaplaşmalı hem etrafıyla.